26 Kasım 2009 Perşembe

Mutlu Bayramlar

Sevdiklerinizle, mutlu, sağlıklı, huzurlu bayramlar..

25 Kasım 2009 Çarşamba

Sabır canım...Sabııırrr


Burun mevzularına feci takığım, hatta tikli filanım.Burnumu asla elletmem.Kazara biri ellerse de cok rahatsız olurum, ben de ellerim burnumu.(boyle yazınca cok saykoymusum gibi gelio ama valla durum o derece degil)Bu huyumu anlayan arkadaslar da saka yapmak amacıyla burnumu ellemeye kalkarlar,sonları acı olur.

Ayrica karsımda birinin burnuyla oynaması, sumkurmesi, pıst tıst vb sesler cıkarması falan beni ifrit eder.Ve su anda karsimda calismakta olan beyfendi 10 dakikadır filan hınk hıııınk hınk seklinde sesler cikariyor.Sumkurmek gibi bir adeti yok sanırım ama sabrım doluyor.Aldım elime zımbayı masanın altında bekliyorum, cakıcam birazdan kafasına.

In love..




with the art of Michael Parkes

Fasulyeyim, kendimi nimetten sayıyorum


Louboutin'in Barbie'si kadınsı,kızıl saçlı ve ince bilekliymiş.

-Merhaba Christian.Tanısmısmıydık??
(Biraz yakalıyorum sanki yaww.)

Altın Patlıcan


Cemkiren BB yazılarına devam..

Hersey iphone umun nazarlara gelip yere dusmesiyle basladı.Kendisini yerden aldıgımda ellerime dokulen kırık cam parcaları, olayın vehametini bana anlatmaya yetmisti.Turkcell arandı(cunku ordan aldım telefonumu), bilgi verildi, babamın hattını kullanmam vesilesiyle sahip oldugum "Platinum Uye" vasfımın degeri bilindi, bir Turkcell yetkilisi gelip telefonumu aldı , hatta bana yeni telefon bile onerdi.Camın tamiri 143 tl tuttu, yine Platinum olmam sayesinde indirim yapıldı, 43 tl odendi, telefon geri geldiiiiii.Buraya kadar hersey super.Ancaaak , cam yerine tam oturtulmamıssa, basınca kıpırdıyorsa, yanlarındaki lastiklerinde bosluklar varsa n'oolcak? Iphone aynen geri gonderildi, cam duzeltildi denildi, geri geldi.Sorun aynen devam!!! Gelen yetkili "Genpa ancak bu kadar yapabiliyor, telefonun ana kartı daha iyi monte edilmesine izin vermiyor, isterseniz 550 tl ye tum kasayı degistirelim" dedi.BB yemedi, Apple USA'ya yazdı, cevap bekliyor.

Simdiiii; alkıslar beni hic ugrastırmayan, gık dememle telefonumu alan,tamir ettiren, kapıma kadar teslimat yapan, bi de ustune indirim yapan, normal yasantımda da her aradıgımda beni kraliceler gibi hissettiren Turkcell Platinum Musteri hizmetlerine gitsin.

Genpa'nın muhtesem odulunu vermek icin Apple in cevabını bekliyorum.

24 Kasım 2009 Salı

Zor


Canım sıkkın bi kac gundur.
Dun sabah 6:30 da birine bisey oldu diye uyandım.Tahmin ettigim sey olmamıstır insallah dedim.Dua okudum ve yeniden uyudum.
Ama kotu bisey olmus gercekten.Cok cok yakın bir arkadasimizin babasını kaybettik dun.
Cok mutsuzuz, keyifsiziz.
Yanında olmak ama hic bisey yapamamak cok zor geliyor bazen.

Mekanı cennet olsun.

20 Kasım 2009 Cuma

Deniyorsunuz beni sanırım

Karşımda oturan iş arkadaşımın ikiz kızları var.Dün çocukları okula göndermemiş, burunları akıyormuş ,ateşleri varmış falan filan.Mevzuyu çok ciddiye almamıştım, taa ki kendisi arka arkaya 5 defa hapşırana kadar.

Az önce içeri giren şirket mimarı geçti karşıma oturdu, bi de" fazla yaklaşmıyım, nezleyim" dedi.
Ulan??!!!!
Arkama bakmadan kaçsam mı acıba???

Utanmak dediğin


Çok çemkiriyorum bu ara ama idare edin yaw.

Koyu Galatasaray'lıların en koyusundan bendeniz, GS Basketbol şubesinin yediği haltı anlayamıyorum.Kafam almıyor.Cemalcim, diyelim teknik direktör böyle birşey istedi, sen nasıl başkasının yerine oynamayı kabul edersin? Basketbol kariyerine bu kadar iğrenç bir çamur sürersin? Teknik ekip; siz nasıl böyle bir şey yapmayı düşünebilirsiniz ya da kimden direktif aldıysanız çıkın söyleyin kardeşim.Bu işi akıl edenler Galatasaray'lı olamaz, mümkün değil.Spor tarihi bu olayı hep kara bir leke olarak anacaktır ve ben takımımın adının bu olayın içinde geçmesini sağlayanlardan utanıyorum.

Oyak Renault'nun teknik direktörüne ve kendisinin işine duyduğu saygıya hayranlığımı bir kez daha ifade etmek lazım burada.Sayesinde safralar temizlendi.

Bi ben eksiktim


Bokbocesii twitter da ;)

19 Kasım 2009 Perşembe

Best Friends Forever...Yaaa Tabi Tabi


Karar verdim; ben kendime işkence etmekten keyif alıyorum.Millet bana bir adım gelsin diye 10 adım gidiyorum, o 10 adımı giderken acıdan gebersem de takmıyorum.

Lisede en yakın arkadaşım dediğim, üniversite dönemi ayrı şehirlere düşmüş olmamıza rağmen görüşmeye devam ettiğim , bu yaza kadar da bazen sıcak bazen ılık ara ara konuştuğum bir kızarkadaşım var.Kendisiyle aynı burçtan olmamız delilikle ilgili sınırlarımızın olmadığını hatırlatıyor bana.Geçmişte bana gereksiz yere küsüp "bi daa konuşmicaaaam onunlaaa" diye ortalığı inletmişliği ama zamanı gelince de paşa paşa konuşmuşluğu vardır.Bu seneki geleneksel kavgamız ise yaz aylarında ortaya çıktı.Uzun uzun anlatmıycam ama her ikimiz de suçluyduk.Ama ben asla kavga etmeyen, hatta edemeyen ve kavgaları uzatmaktan nefret eden bir zat olarak aradım, yemek yiyelim , konuşalım dedim.Ok dedi ama yemeğe yanlız gelmedi.Hayatımda ilk defa gördüğüm biri 150 kilo çenesi hiç durmayan ananemden yaşlı görünüşlü bir avukat, bir de bizden en az 7-8 yaş ufak, elinden cep telefonunu hiç düşürmeyen aklı bi karış havada bi sarışın da bizimle yemekteydi.Ok dedim , olabilir, tatildeler sonuçta hep beraber, ekememiştir bunları.Deli saçması bir yemek yedik, herkes ayrı telden çaldı.Ama ben buzları erittiğimize inanmıştım yine de.
Bu yemekten sonra kendisi Çeşmeye geldi-gitti yine aramadı.Ben buna da takılmadım, süzme salağım ya , ondan işte.Ama yazdan beri sürekli "aramadım kızı, bak aramam lazım, ayıp oldu bak" diye diye kendimi bitiriyorum.E be gerizekalı!!! Sen aramıyorsan o da aramıyor sonuçta.Eşit suçlusunuz di mi? Ne diye çin işkencesi yapıyorsun kendine?
9 Aralık onun doğumgünü, 12 Aralık da benim.Ben onu arıcam ama o beni aramazsa doğumgünümde , işte o zaman tutmayın beni..Naaa buraya da yazıyorum, budur.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Bu da BB'nin Ayı Hali


"Nası yani?" diyenler için ; buraya

Taklit de bi yere kadar


Bi kaç defa yazmıştım ya hani "ben foto çekiyorum" diye.Tamamen amatörce benimki.Bu amatör gözümle bile photoshoptan hiç hazetmiyorum.Kaçak dövüşmek gibi geliyor bana.Hatta sevgilimin analog bi makinesi var, onunla takılıcam bir süre sonra.Doğal olmalı bu iş çünkü.Bu kadar net olmama rağmen bu işle ilgili, photoshop u doğru kullananları da taktir etmişimdir.Aşırı efektleri ve sürrealist fotolarıyla meşhur Mehmet Turgut da sevdiklerimden - di.Taa ki çektiği her fotonun ayrı bir taklit olduğunu anlayana kadar.Detaylara girmiycem, Murat Eren süper anlatmış mevzuyu.

Vatana millete hayırlı olsun, yepyeni bi taklitçimiz daha oluyor.Yukarıdaki fotoları gördünüz di mi? Hülya'lı olanı Pelin Karamehmetoğlu çekmiş, orjinalini ise Thomas Rusch.Benim anlayamadığım mevzu şu; Thomas Rusch denilen fotoğrafçı zaten yeterince ünlü, Vogue vb. dünya kadar yerde fotoları yayınlanmış bir üstad.Bu adamın taklit edildiğinin anlaşılmama ihtimali yok.Eğer "Bu halk salaktır anlamaz taklit olduğunu" diyorsanız, bi yorum yapamıyorum cidden:) Ama eğer "Bu millet bunu nasolsa anlar, kötü de olsa çok konuşulur, albüm daha çok satar" diyorsanız-ki bu bana daha mantıklı geliyor, kötü reklamın uzun vadede hem fotoğrafçı hem de sanatçı açısından eksi puan olduğunu söylemeye gerek bile yok.Bu noktada bir de fotoğrafçıya 2 çift lafım var; Bu styling de çekmeyi kendisi uygun gördüyse çok fena, Hülya ve ahalisi "Biz de bunun aynısını çekelim" dediyse o daha da fena.Her koşulda kendisini bu çamurdan çıkaracak bir hal yol bulamıyorum malesef.
Yeni albüm çıkaracak arkadaşlara albüm fotolarında taklit etmeleri için önerilerim de aşağıda..Fotoğrafçıyı da tanıyorsunuz, yabancımız değil. Canımız, ciğerimiz, özgünlük abidemiz Hülyamız daha yeni taklit etti ya, Thomas amcanız işte..O yaptıysa sizde yaparsınız canııımmm noolcak.





BB'nin Büyümüş Hali


Geleceğe dair 1 milyon tane planım var ama en çok istediklerimden biri Ajda olmak.Hayranım duruşuna , kadınlığına , aptal zannedildiği anda bir lafla herkesi altüst etmesine..Bi de genç kalmasına.Niye takıntılıyım acıba ben bu yaşlanma mevzusuna? Herkes yaşlanır, elbet yaşlanır.Kimisi sevgilisi-kocası başkasını bulur diye korkar yaşlanmaktan.Ben bir erkeğin iradesini işin içine katmadan kendimle uğraşarak , bildiğin çirkinleşmekten korkuyorum.Bakımsız, şişko, bezmiş bir kadın olmaktan feci tırsıyorum.

Hergün Q10 kullanıyorum(hücrelerin oksijen alma kapasitesini arttıyormuş-bugün daha içmedim-dur bi koşu gidip geliyim)

Yediğime içtiğime dikkat ediyorum (balık yemeyen ben, şimdi somonlarla yatıp kalkıyorum,danalardan fazla ot yiyorum,makarnamı bile kepekli alıyorum),

Güneşten 50 spf altında saklanmaya çalışıyorum ki bunu 80 e çıkarma düşüncem var (Norveçliler gibi beyaz olana kadar yolum var)

Çok çok su içmeye çalışıyorum (japon balığından hallice)

Her gece yüzüme bakım yapmadan asla yatmıyorum (bi gün uykusuzluktan duşakabinde uyuyakalıcam o olucak)

Vücudum için de önlem amaçlı bakımlara başladım ayrıca (göğüs kremi her akşam, selülit kremi duştan sonra,masaj yağı duş sırasında...offf hiç anlatmıyım,çok zor)

"İlk Botox'umu ne zaman yaptırmalıyım" ı düşünüyorum (sakın itiraz etmeyin, kesin kararlıyım)

İnternetten yüz yogası hareketleri arıyorum (yamuk yumuk kalıcam sonunda)

Her türlü kırışık önleyici maddeyi ezbere biliyorum (kimyagerler yanımda mok yemiş)


Sanıyorum ufak ufak kırıyorum:)

17 Kasım 2009 Salı

2012


2012'yi izlediniz mi? O kadar bekledim, super olacak dedim, yer bulmak icin canımız cıktı ama sonuc;..hüsran:(( Efektler super tamam ama kalanı romantik bir aile filmi.Armageddon'a bile benzettim yani o kadar fena.Sen Mayalar de, dunyanın sonu de, kıyamet günü için tarih ver ama bunların hicbirini filmin icinde kullanma.Olmamıs canım olmamıs.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Hangisi daha hayvan ?


Dün inanılmaz kötü bir olay yaşadık.Anlatmak istedim ki aynı şeyle karşılaşırsanız ne yapacağınızı bilin.

Beybi'yle bir arkadasımıza gidiyoruz."Şu yoldan mı , bu yoldan mı" diye konusurken kafamı bir cevirdim ki yolun ortasında bir kedi yatıyor.Sanırım bi araba bacagının uzerinden gecmis, yuruyemiyor.Biz arabayi saga cekip kediye dogru hamle yaptigimiz sirada degil insan, hayvan bile olacagina inanmadigim, kendisini Allah'a havale ettigim kırmızı bir skoda hic fren yapmadan hayvanın üzerinden gecti.Ben ciglik atip arkami dondum hemen, kitlendim kaldım.Sevgilim hızlı hızlı once trenckotunu cikarip bana verdi, sonra da arabaları durdurup kediyi yerden aldı.Kaldırımda yanına gidip baktım, hala yasiyor.İzmir'de acil veterinerlik oldugunu biliyordum.(Telefon 0232 4592410) Aradım hemen , belediyeye goturmeniz gerek dediler ki sanırım aynı seyle karsılasırsanız sizin de belediyeye goturmeniz gerekebilir cunku nobetci veterinerler gorev yapıyormus belediyelerde.Beybi kediyi hemen kucaklayıp arabanın arkasına koydu.Bir elim kedide surekli sakinlestirmeye calisiyorum.Nefes aliyor , kipirdaniyor da ama durum iyi degil farkindayim.Kaza olduktan 5 dk sonra belediyenin onundeydik.Beybi veteriner bulmak icin ciktigi sirada kedinin elimin altinda kipirdamadigini farkettim.Malesef kurtaramadik :(

Ne kadar uzuldugumuzu anlatamam.Tek basıma olsaydım bu kadar hızlı davranıp bu kadar sogukkanlı olabilecegimi sanmıyorum ama cok sukur sevgilim yapılması gereken herseyi yaptı.Arabasının acık gri koltuklarının leke olmasına dahi aldırmadı.Yaralı bir insanı bile arabasına almayan bir milletiz biz, biliyorum, ama siz noolur boyle bir olayla karsilasirsaniz onlari ölüme terketmeyin.Bu dünyayı mahvedenin biz oldugumuzu ve hayvanların da bizim kadar yasamaya hakkı oldugunu unutmayın.

BB the Celebrity


Dün tarihli Habertürk gazetesinde ben de vardım:))
Haber veren Dilem'e cok cok tesekkur ederim.

Bu isin kotu tarafı;bu vesileyle sevgilim blogumu ogrenmis oldu :)

13 Kasım 2009 Cuma

Mmmm..Bişeye benzeticem ama???


Hah..Buldum!!
Eşek toynağı gibi diil mi afedersiniz?
Tasarıma ayıp oldu sanki ama valla öle bence.

Behlülüm! Aç gözünü yavrumm!


Behlülcüm.Yavrucum yabanlara gidiyorsun, aç gözünü.Bunlar ana-kız önce amcanı yediler, sıra sende.Firdevs Hanım kendine yapamadı ya Ednan'ı çatladı hıncından.Şimdi de adamın paralarını yiyor.Bihter desen adamcağızın hayatla bağını kopardı, iliğini kemiğini kuruttu.Şimdi de Ziyagil sülalesinin bi boy ufak erkeğine geçtiler.Bihter seni kullan kullan bi hal oldu.Ee tabi herkesin belli ihtiyaçları var.Kocasına yanaşmıyor ya derdi seninle.Anası desen kızının yediği naneler ortaya çıkıp da Ednan onları sepetlemesin diye seni Nihal'e yamıyor.Nihalciğim de saf-salağın önde gideni.Biz de aşık olduk da böyle salyalarımız aka aka dolaşmadık canım,aaaa.Senle işleri bitsin Bülent'e de bi hal yol bulur bunlar.Bu Yöreoğulları Ziyagillerin kanını emdi be.Uyanın kardeşimmm uyanınnnn!!

Atıyorum , Tutuyorum


Yılmaz Özdil'in bir yazısı var, okudunuz mu bilmiyorum.Evhanımlığından bahsediyor.İlk okuduğumda yanlız yaşamama rağmen "yoğurt ta yapabilirim aslında" diye düşünmüştüm. Tabi benimki bekara karı boşamak çünkü ne evliyim ne de çocuğum var.Sorumluluklarım kendimden ibaret.Evli, çocuklu ve çalışan hanımlar bu yazıya köpürdü.Olmaz böyle şey diye.Hatta birinin yazdıklarını aynen yayımlıyorum;

19:30 sularında eve girdikten, yemeği hazırlayıp , oğlanı yedirip, altını açıp, banyosunu yaptırdıktan, onun benimle oynama ihtiyacını giderip, gece sütünü içirip, dişlerini fırçaladıktan sonra tekrar mutfağa dönüp ertesi gün yiyeceğini hazırlama işine giriştikten, kendim banyo yapıp, çamaşırları asıp, kirlileri yeniden makineye koyup etrafı toparladıktan sonra, gece 23:30 sularında niye salça yapmadım ben diye aklıma geldi şimdi.Tabi yaaa; 23:30 dan sonra sabaha kadar en az 6-7 saat var.O arada hatta ıspanaklı börek açılıp, bir kek çırpılır, değil mi ya? Aklına sağlık Yılmaz Özdil, sen olmasan bunu asla düşünemezdim.

Erkek tarafı da cevap olarak şöyle diyor;

Şimdi ben bunların hepsini annem de yapardı ve biz ev salçası da yerdik desem kızarsınız, o yüzden susuyorum.
Bu işin 2 boyutu var, bu yüzden susmamak lazım; Evet, hanımlar özellikle de evde bir çocuk varsa mutfakta olup bitenlere dikkat etmeli.Ama unutulmamalı ki hanımlar gündüz işte koşturmaktan cidden yoruluyorlar.Yeni düzen kadın hem eve yetsin hem işe yetsin olmamalı bence de.Evde yoğurt da yapılmalı , salça da ama beylerin de yardımıyla.O çamaşırları beyfendi assa ya da ortalığı toparlasa ya da bulaşık makinesini boşaltsa belki hanımlara herşey daha kolay gelecek.En azından psikolojik olarak eşlerinin de onların yanında olduğunu hissedecekler.Belki de eksik burada.Beyler de annelerinden gördüklerini eşlerinden istemekte haklılar bi yerde.Ama oturup beklememek koşuluyla.Yanlış mı düşünüyorum???

12 Kasım 2009 Perşembe

Maksat topluma hizmet


Bunu yazıp yazmamakla ilgili kendimle çok mücadele ettim canlarım.Bunun iki nedeni var;
1.Ben bir cici kızım
2.Hayallerinizi yıkmak istediğimden emin diilim.
Ancak bu bilgiyi kız ahalisiyle paylaşmamın en doğrusu olacağına karar verdim.

Küçük göğüslü kızlar göğüslerini büyük göstermek için ne kullanır?
Push-Up
Erkek milleti bu konuyla nasıl dalga geçer?
Dışardan bakarsın taş gibi, eve gelirsin , sutyeni çıkarırsın...Aaaa.
Şimdiii...Yukarda görmüş olduğunuz "donun içindeki alet edevat" aynı şeyi erkek ahalisi için yapıyor.Farkettiniz di mi ekstra suni şişliği?? Yaaaa...Sizinle dalga geçen karşı cinse yukarıdaki resmi gösterin, ağızlarını kapatın.Bu kıyağımı da unutmayın.

Evime bi haller oluyor

2 gündür annem bende kalıyor.Doğal olarak evime bi haller oluyor.

Ekmek sepetim makyaj malzemelerim için kullanılıyor (çok büyükmüş o sepet ekmek sepeti olmak için)

Mutfak havlularım çok eski oldukları gerekçesiyle çöpe atılıyor (alakası bile yok)

Şifonyer niyetine kullandığım ikea sehpam salonda zigon haline geliyor.(solda oturan kahvesini çayını nereye koyacak kızım??)

Duvara bantlamak suretiyle astığım ve bu nedenle duvar boyasının içine ettiğim resimlerim yamuk oldukları gerekçesiyle sökülüp çiviyle asılmaya çalışılıyor (ok yamuk ama napiyim?? bi daha sökemem alla alllaaaa)

Şarap bardaklarımın, mutfakta kullandığım her türlü ıvır zıvırın yeri değişiyor (beklenen sonuç)

Buzdolabındaki herşey!!! çöpe atılıyor (şuraya hale bak, fare düşse kafası yarılır, kızım sen sadece çikolatayla mı besleniosun??)

Giyinme dolabından hallice gardrobuma ikea dan kapak alınmaya çalışıyor (çok dağınıkmışım, pehhh!)

Yayıntı olarak gördüğüm bir adet bulaşıklık allem edip kallem edip mutfağa seriliyor(allahtan şık bişey aldı da fazla ses etmedim)

Ve şu an işyerinde olduğumdan daha kimbilir neler oluyor.
Ama hakkını yiyemem annemin.Artık evim tertemiz, herşeyim (abartmıyorum herşeyim) ütülü, üstüne üstlük işten geldiğimde kolayca yemek yapabilmem için buzlukta haşlanmış mercimek vs bile mevcut. Canım annem, içine yaprak dökümünün Hayriye'si kaçmış annem, bitanesin sen.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Bally Alisverisim !!


Sevgilime soldaki postacıyı aldım.Kalanları da benim.Jewel holder im müthis di mi?? En cok onu sevdim.Ne kadar mı tuttu? Amaaan canım, 2500 pound bişey iste!! Para diil, pehhh!

10 Kasım 2009 Salı

Ohannes Burger




İzmirlilere benden tavsiye.Bornova-Küçükpark ve Üçyolda şubesi olan Ohannesburger. Efsane diyim siz anlayın.Ev yapimi hamburger (ekmeğini bile kendileri yapiyorlar) yaninda patates kizartması, coleslaw, hot chili, onion rings ve fiyatları da Burger King in yarısı falan.Ben sebze insanıydım taa ki kendileriyle tanışana kadar.Bana akşam 2230 da eşşek kadar hamburgeri yedirmiş yegane yerdir kendileri, heykeli dikilesi.

Fotodaki; Ozan-The coolest and wildest kid I've ever seen.
Fotocu; Ozan'ın annesi Burcu-Masalcı

Not: Yemeksepetinde de varlar.Hani zor gelir gitmek falan, soliyim dedim.
Not2: Tel Bornova 3739970, Tel Üçyol 2509795 , Cep 05073893482


Ohh Yeah Vol.6







Benim canimcilarim Kenan diye ölüp bitiolarmış da haberim yokmuş.Başta Billy olmak üzere size hediyem olsun kızlar .Evet, aynı fikirdeyim, kendisi başka bi gezegenden.

10 Kasım

Seni bir kez olsun görmeden sana hasret yaşayan çocuklarınız biz.
Rahat uyu Atam.

9 Kasım 2009 Pazartesi

Numero 8


Barışçım hiç gerek yok bunlara.Sen bu kalitede bi adam mısın?? İlk sarı gerçekten kartlıkmıydı tartışılır da, giden topa elini sokmayı bana bi açıklasana?? Tam da yükseliyorken, hocamın gözüne girmişken.

Tahteravanı Olan???


Yeni gözlüğüm
Evet biliyoruuuum, bu aralar cok alisveris yaptiiiim, moku ciktiiii, farkindayiiiiim.
Napiyim, cok istiyodum.Cok indirim yaptilar ama valla bak :)

Arkada görünen mor şeyde benim burda anlattığım oluyor.

Bihaber

İlim irfan yolunda ilerliyorsanız ;

Çekilişle yedi kıta dergisi

Syndromer (Böyle bişey var mı cidden??)

Birlikte çalıştığım bi amcadan yana çok şikayetçiyim.Kendisi yaşça benden oldukça büyük.Geçen sene bizim işler yüzünden kalp krizi geçirmiş. Ondan sonra mı böyle oldu,yoksa hep mi böyleydi bilmiyorum ama enerjimi emen bir böcek gibi kendisi.En yoğun anımda gelip karşıma oturuyor, başlıyor konuşmaya;

-Ee, napıosun?
-Napiyim çalışıyorum
-Hahhhahaha (histerik bir gülüş-jokerden hallice)İyiiii, naapcan. (soru diil bu, allora gibi bişey)

İlgilenmemeye başlıyorum 2 dk filan
-Eeee BB Hanım, şu şöyle olmuş da böyle olmuş,sonra böyle de olmuş böyle olmuş.
-Hmmm evet biliyorum
(Çünkü 1 saat önce sana onları ben söylemiştim,benim infomu bana geri satıosun)

Vee touch down;
-Ama ben dedim, bu iş bunlarla olmaz dedim,dediydim.Vıdıdııdıdıdıdıvııdıdı.
-Biliyorum Zırt Bey, biliyorum.Konuştuk bunları.Değiştiremiyoruz sonuçta.

1000 kere konuşmuşuz bunları, bu değiştirebileceğimiz bişey diil,sen niye sürekli gelip benim motivasyonumu düşürüyorsun???Değiştiremeyecekleri konularla ilgili sürekli konuşan, temcit pilavı gibi anlat anlat bıkmayan insanlara çok gıcığım.Bir kere söyle bir şeyi , ya değiştir ya da sus.Aaaa ama.Yeter.

Pazartesi sendromu kafamın üstünde fink atıyor.Uyuyamadım, uyanamadım.Gece yatmadan aldığım Q10 yüzünden sanırım.Fazla oksijenden hücrelerim salak oldu.

Bi de kafama taktığım bişeyler var beybiyle konuşmam gereken, nerden başlıycam nasıl yapıcam hiç bilmiyorum.Ama şunu biliyorum; konuşmazsam kuruyorum, kurdukça daha beter takıyorum.Kibrit alevi kadar şeyi orman yangınına çeviriyorum.Bunu yapmamaya çok uzun zaman önce söz verdim kendime ve sözümde durmalıyım.Budur.

6 Kasım 2009 Cuma

Wish List

Sizi çok sevdim, benim olur muğ-sunuz?

Yaaa....offfff :(


Neden?? Ama neden???? :(((

Hocam olmus mu?


Hagi vardı ya tribünde, ondan heralde.Ben de yaparım dedin.O kadar denedin, kısmet buguneymis.Jenerik olur o gol Topalım, jenerik....

5 Kasım 2009 Perşembe

Ich bin...


-Önümde giden araç kamyon, kamyonet vs ise ve yük taşıyorsa kesinlikle arkasından gidemiyorum.Trafigi altüst edip bi sekilde ordan cıkıyorum."Final Destination" da düsen kütükleri hatırlayın, ne demek istedigimi anlarsınız.

-Kafama birşeyi takmışsam onu bitirmeden rahat edemiyorum, rahat vermiyorum.Örneğin , eğer odama sifonyer almam gerekiyorsa, onu alana kadar "kahretsin,bugun de alamadım" diye kendimi bitiriyorum.Alıyorum, yerleştirmemişsem bu defa da o iş bitene kadar evden kapı dışarı çıkmıyorum.İlla bitecek, illa bitecek.

-Kraldan fazla kralcı insanlara çooook gıcık oluyorum.Daha önce de yazmıştım ya, o durum işte.

-Üzerime fazla gelinmesi hiç iyi olmuyor.Annem bu işin ustası, tek geçiyorum kendisini.Gündüz işten konuşuruz, "işten çıkınce beni ara" diye kapatır."Anne çıktım, markete uğrayıp eve gidicem" dersin, "evden ara" der.Evdeysem ve aramıyorsam, bu defa da "niye aramıyorsun?" demek için arar.Çip takıcam kafama, GPS gibi takip etsin beni, o olacak.Anne olmadan anlamıcakmışım, öyle diyor.

-Yanımda hiç onaylamadığım bir durum konuşuluyorsa ve ben uzun süredir o konuyla ilgili sessiz kalmışsam, bi yerden sonra susamıyorum.Az önce, maillerimizin çıktısını alıp dosyalamak suretiyle server dan silmemizi isteyen IT ci arkadaşa "ağaçlar noolcak??" dedim mesela.Kendisi de bana "ne ağacı???" dedi ki, bu durumda nasıl suni ve sanal bir dünyada yaşadığını anlamam zor olmadı.Kablolar toprakta kendi kendine yetişiyor, network plug larını fareler kakasını yaparak elde ediyor filan sanıyor galiba."Hani ağaçlar varya" dedim "kağıt elde edilen ağaçlar..."Mıkmık bişeyler söyledi ama çok önemli olmadığından aklımda kalmamış.

Akşam alerji oldum da...İlacın prospektüsünde yan etkilerde asabiyet, depresyon filan yazıyordu.Akşama kadar geçer heralde di mi? Maç var da, katil olmıyim diye diyorum.

Bi de "maç var" ın doğal sonucu; Aşk-ı Memnu yalan olur.Müge bana anlatırsın di mi?

Ufak bi not


Canlarım , blogger im bendeniz ama oncelikle okuyucuyum.Cunku once sizlerin yazdıklarını okuyarak basladim bu duruma.Hala da her gun en az 10 tane yeni blog u acip soyle bir bakınıyorum, kimyamız tutarsa da izle butonuna basiyorum.Dun actigim 15 civarı blog dan 10 unda aynı kisilerin, ayni hediyelerinden, aynı fotolarla bahsediliyordu.Tamam, anlıyorum; blogger arkadasa destek olmak istiyorsunuz, hediye kazanmak istiyorsunuz vs vs..Ama ben sıkılıyorum surekli aynı seyleri okumaktan.Bari herkesi yazmayın da aralarından bi kac kisinin hediyelerini yazın..Olur mu?

4 Kasım 2009 Çarşamba

Nimetle oyun olmaz !!!


İşimden bahsetmediydim di mi?? Aslen lojistik yüksek lisanslı bir ekonomistim.Bugünlerde bir gıda firmasının lojistik planlama ve şu aralar da biraz pazarlamasını yapıyorum. Yapıyorum da, bu sayede gıda sektörüne bakışım değişti yaw.Şöyle ki; Bodrum'lu bir müşterim var, toptancı kendisi.İlgilendiği ürün gamımız ise son kullanma tarihi geçmiş olanlar!!! Yanlış yazmadım canlarım.Adam normal mallarla ilgilenmiyor, ilgilenmediği gibi de gün aşırı beni taciz ediyor

-BB Hanım Meraba.Ben Ivır gıdadan Zıvır. Bugün itibariyle deponuzda tarihi geçmiş malınız varmı acıba? Varsa yapın bi indirim ben alıyım onları, yazıktır çöp olmasın.
-Zıvır Bey!!!Daha önce de konuştuk bunu.Biz son kullanma tarihi geçmiş mal satmıyoruz.
-Aaaa! (ilk defa duyuyor ya salomon) Niye ki? Herkes satıyor ama?? Siz 5 yıldızlı otellerde neler yiyorsunuz biliyor musunuz??
-Zıvır Bey.Ben 5 yıldızlı otellerden ve açık büfelerden nefret ederim,gitmem ve hiç hazetmem.
-Kihkih! Tabi tabi.Neyse BB Hanım.Siz beni ararsınız elinizdeki malların tarihi geçince artık.Kihkihkih !!
-Aramam Zıvır Bey.Siz normal ürünlerimizden almak isterseniz beni ararsınız.

Olay şuymuş; aseton son kullanma tarihlerini silebiliyormuş.Bu sayede ilelebet satılabiliyormuş.Şimdiiii...Bu yazıdan bu işin tekniğini şu an öğrenmiş ve kendi ürünleri üzerindeki tarihleri asetonlayacak arkadaşlara sesleniyorum.Elinizi vicdanınıza koyun.Koymadınız; benden günah gider.Sizi ellerimle bulur, sonra da Yılmaz Özdil abime teslim ederim, o size ne yapacağını bilir.

Mr.& Mrs. Willis



Bruce'cugum ve taze karısının katıldığı "Var mısın Yok musun" u izlediniz mi acep? Normalde izlemesem de Bruce'un yüzü suyu hürmetine izliyim dedim.Yavrum o ne güzel bakışlar, o ne biçim bir gülüş? 3 yaşındaydım böyle gülüyordun , bu yaşımdayım hala aynı gülüyorsun be Bruce'um. Yirim yirim!

Yeni hatuna gelince.Demi bir efsaneydi tabi."O kadından sonra bu mu?" dedim ilk bakışta. Sonra kızı izledikçe bi sevdim. Hafif bir Türk kızı edası var Emma'da ama böyle çaçaron mahalle kızları gibi değil.Masum , saf bir hali var. Böyle Arzum Onan gibi, ya da Azra Akın gibi diyim , anlayın siz.Bruce da bu haline vurulmuş olsa gerek."Vurulmuş" diyorum çünkü Bruce bildiğin çok aşık , Emma desen zaten bakarken eriyor. Ben kıskanç kıskanç saydırmak için hazırlanırken, birbirlerine bakışlarını görünce "ay çok aşık bunlaaaar , kıyamaaaaam" oldum.

Emmacım gördümki çok aşıksın.Üzüldüm haline.Kocan seni bırakıp bana kaçabilir diye korkuyorsan, hiç gerek yok;Bağrıma taş basıp aranızdan çekiliyorum.Ancak bir şartla; programda giydiğin mavi elbiseyi istiyorum.24 saat süren var (Fedex dahil)Mailimden ulaş bana.Hadi güzelim.

3 Kasım 2009 Salı

Bokböcesinin Annesi Vol.2


Bir tam gününü banyo dolap kapaklarını çevreleyen 1 mm kalınlığındaki şeritleri temizlemeye adamış, ballerina cif ten bozma bi annem var. Dikkatinizi çekerim; banyonun kalanı ertesi gün temizleniyor. Eve gelen temizlikçiye de yaptırmıyor, onun kadar iyi yapamıyormuş. Temizlikçi seyrediyor, annem evi yalayıp yutuyor. Allahıma bin şükür her huyumu ondan almışım da şu hasta ruhlu domestos sapığı huyunu almamışım.

2 Kasım 2009 Pazartesi

U2 Gelioooooooo!


Ve biz de gidioruz :) Aldigim bir duyum biletlerin diger ulkelerde satisa ciktiktan sonra 4 saat icinde tükendigi yönündeydi.Riske girmemek için gece 12 de pc basindaydim.Hala bilet var isteyenler icin.Surpriz yapip askerdeki kardesime de bilet aldım :) Tarih 06 Eylul 2010."Ölürmüyüz kalırmıyız ne gerek var" demeyin, alın.Zira Türkiye'ye bi daha ancak 10 yıl sonra filan gelirler bence.

Bi de Coldplay yawww.Çok istiyorum.Bono belki gaza getirir de onlar da gelirler :(