26 Mayıs 2014 Pazartesi

Gaviscon Kalp Ben


Sakinleştim, daha iyiyim. Belki de şöyle yorumlamak lazım, alıştım. Kendimi şu an daha iyi hissediyorum. Midem hala sinyal vermeye devam ediyor. Vücudumun patronu şu an o ve ben o ne derse onu yapıyorum. Hatta bazen demediğini de yapıyorum. Örneğin dün öğledensonra biraz kiraz yemiştim, ama cidden biraz yedim. Midem boka sardı. Midemden aldığım sinyal "iç gaviscon'unu, otur bir yere kıpırdama" idi. Ben ne yaptım? Tost yedim ayran içtim rahatladım. Peynirli tost kadar beni rahatlatan birşey olamaz. Gavisconum ve peynirli tostumla daha mutlu günler geçirmek dileğiyle.

Bu arada cuma günü doktordaydık. Efsane doktorumuz kalp atışına rağmen Alman nazi ekolü soğukkanlılığından eser vermedi.

DR: Eveeet, burada bir kalp atışı görüyoruz.
BB: Ay ne güzeeeel. Bu görüntüyü alabilir miyiz?
DR: Daha nelerini göreceksiniz, bu çok önemli değil.
BB: Haklısınız doktor bey de siz bu görüntüyü her gün görüyorsunuz, biz belki sadece bir kere göreceğiz.
DR:!!!! Hmmm... kaydedelim o zaman.

Bu arada verdiği CD boş çıktı, kaydedememiş.

20 Mayıs 2014 Salı

7 + 3


Şu haberi vermek için blog a donus yaptıgıma inanamıyorum. Valla çemkirmem gerektikçe buraya girecekmişim gibi geliyor ama umarım öyle olmaz.Zira iyi şeyleri sevgili yavruma yapacağım günlüğe yazmak niyetindeyim. Görmesin anasının ne menem olduğunu. A-ha anladınız. Durum raporu 7+3.. Doktora göre henüz kaale alınacak durumda değilim. 6 haftalıkken gittiğimizde bize bildiğin "niye geldiniz, daha çok erken" muamelesi yaptı. "8 haftalıkken yeniden gelin. Hem zaten toplam gebeliklerin %65 i düşükle sonuçlanır" dedi. Biz oradan çıktığımızda "tabi canım, doğal seleksiyon" filan diye geziniyorduk. Sevgili mühendis kocama pek iyi geldi rakamlarla konuşan bir prof ama bana yeterince beni anlayamayacakmış gibi bir hisse sevketti. Ben bu adamla 9 ay geçirip sonra da hayatımın en intimate anını paylaşacağım sonuçta. Daha once kontrol için gittiğimde bu kadar duvar gibi değildi. Belki cumartesi sendromu yaşıyordu adamcağız, bilmiyorum. Bu cumartesi yine kontrol var. Bakalım göreceğiz, kendisine bir şans daha veriyorum.

Doktorun aksine yakın çevrem mevzuyu dünyada hamile kalma başarısını gösteren bir benmişim gibi algılıyor. Öğrenir öğrenmez kankilere söyledik, dayanamadık. Bazıları düğmeye basmışsın gibi hüngür hüngür ağladı canlarım benim. Annelere babalara anneler gününde söyledik. Bir çerçevenin içine ultrason resmini koyup hediye pakedi yaptık. Onlar hediyelerini açarken de kameraya aldık. Baya youtube da yayınlanacak görüntüler var elimizde :) Kayınpederim çok ağladı kıyamam. Annem desen kalpten gidiyor gibi geldi bana. Çığlık, ağlama, vızıldama, kahkaha arası çok ilginç sesler çıkarıyordu en son. Tabi bu yakın çevre bana özel ilgi gösteriyor şu an haklı olarak. Ama ben tabi iğrenç insan bundan da nefret ediyorum. Bundan sonrası ciddi çemkirme içerebilir , okumasanız da olur. Kendime çemkireceğim şu noktada. İnsancıklar sürekli bana hal hatır soruyor, kayınpederim organik meyveler getiriyor, seviyorum diye mis kokulu güller getiriyor, annem telefonda sürekli nasıl olduğumu soruyor, bana yardımcı olamadığını düşünüp telefonda ağlıyor falan.. Bu ilgiye karşılık ben ne yapıyorum? Kendimi damızlık gibi hissedip, "sorup durmayın" diye kızıyorum. Bu ilginin sahibi ben değil de bebekmiş gibi hissediyorum. Kıskanıyor muyum ulan böğürtlen kadar şeyi diye bile düşünüyorum. O kadar başına buyruk o kadar orjinal bir insanım kı mevzuyu tarlada doğuran köylü kadından farklı yaşamak istemiyorum. Kendimi doğaya teslim edeyim, o da beni büyütsün, doğurtsun falan istiyorum. Bir de tabi bu sinir bozukluğunun sebebi ciddi bir hayal kırıklığı olabilir. Hamile kalmakla ilgili bir hayal kırıklığım yok çok şükür. "Yapsak mı acaba?" diye konuşurken oldu zaten, hiç beklemedik. Adam ceketini attı hamile kaldım bir nev'i :) Ben hep hamileliğim sıfır sıkıntı, domuz gibi haldır haldır koşarak geçeceğini, çok iyi olacağımı filan düşünmüştüm. Maalesef midem domuz gibi gezmeme mani oluyor. Bir çok insana göre çok iyi durumdayım. Kusmuyorum mesela (son 2 gün hariç) Midemde sürekli bir gaz/yanma/rahatsızlık hissiyatı var. Yemek yemek istemiyorum. Herşey kokuyor. Bir sürü sevdiğim yemek aklıma geldiğinde midem bulanıyor. Böyle kötü hissedince yemek yiyemiyorum. Yemek yiyemeyince tansiyonum düşüyor, yemek zorunda kalıyorum  daha kötü oluyorum.1 haftadır falan yaşıyorum bu sorunları ama bana yetti şimdiden resmen. 1 hafta önce yogaya mı pilatese mi gitsem diye düşünürken 1 hafta sonra toz almak bile bana zor geliyor. Kendimi pamuk gibi bir hamile olmak için programlamışken bu minör problemler beni sinir ediyor. Sonra kendime kızıyorum "salaksın sen, millet hamile kalmak için neler yapıyor, sen çat diye hamile kalıyorsun sonra da şikayet edip duruyorsun" diye. Bazen acaba anne olmaya hazır değil miyim acaba da ondan mı bu kadar çok şikayet ediyorum acaba diye düşünüyorum. Artık çok geç o da ayrı. Mutlaka çok seveceğim bebeğimi ama kendimi bir taraftan da yaşlanmış gibi hissediyorum. İnceden para sıkıntısı da yaşadığım bir dönemdeyim, o da tüy dikiyor herşeye.

Sevgili kocam beni mutlu etmek için çırpınıyor bu arada. Hatta bazen bebeğe benden çok sevindiğini bile düşünüyorum. Gerçi ben sevincini ve üzüntüsünü ayan beyan belli edemeyen zavallı bir insanım ama insan sevindiğini de kendi kendine belli eder bi zahmet diye düşünüyorum. Ben kokuyor , ıyk falan dedikçe tebessümle beni izliyor zavallım. Şunu mu yesem dediğimde buluyor getiriyor. Sonra o yediğim şey midemi bok edince başka birşey bulmaya çalışıyor. O benden daha çok hazırmış bence. Ben idrak edememişim hiç birşeyi. Çok hazır olsam da bundan farklı olurmuydum onu da bilmiyorum.

Öyle yani.. deliliklerimden delilik beğenin. İyi olacak biliyorum da..zaman alacak biraz. Siz yine de maşallah diyin olur mu? Kimselere söylemedim size söyledim durumu.

Rahatça yiyebildiğim sınırlı yemek listemi fotoğrafta görebilirsiniz.