16 Mart 2010 Salı

Asalakistan Cumhuriyeti


Kusura bakmayın sayın hemcinslerim ama ben bazılarınızın "Sevgilim izin vermiyooo" modunu algılayamıyorum.Hatta bazılarınızın sevgilileri sizi hiç takmıyormuş da, sırf siz millete "Beni cok onemsiyooo" imajı vermek icin bu maco adam hallerini takınıyormussunuz gibi geliyor.

Orneklerle acıklamak niyetindeyim.Sevgilimden dolayı tanıdıgım bir cift var zaman zaman programlara ortak olan.Erkek tarafı sevgilimin okuldan arkadaşı, ben kızla yeni tanıştım sayılır.Kız, bu adamla beraber olmaya başladığından beri ana, baba, kardeş, iş, güç, hobi, kızarkadaş, aklınıza ne geliyorsa 2. plana atmış durumda.Varsa yoksa bu adam.4 senedir filan beraberler ve sürekli "Ne zaman evlenceeez?" diye adamın beynini yiyor.Sinemaya gitmek istese dahi adam uygun olmadığı ya da istemediği için gitmiyor, film vizyondan kalkıyor "Gidemedim" diye anlatıyor.Hatırlarsınız, bi Murat Boz programı yapmıştık kızkıza.Maksat girls night, eğlenelim, coşalım.Hanım kızımız beni aradı, diyalog şu;

-BBcim aksama program yapmıssınız.
-Hmm evet.Sen gelmiyomusun?
-Ay sevgilim bana hayatta izin vermeez.Ampulgül bana "BB de geliyor" diyince inanamadım, arayıp teyit ediyim dedim.Sen nasıl gidebiliyorsun öyle yerlere kız başına anlamadım??
-:S Neyini anlamadın ben de onu anlamadım ama...Neyse biz gidiyoruz, gelirsen ararsın.
-Ay ben bi konuşıyim o zaman sevgilimle.Bak BB de gidiyor, demekki kötü bi yer diil diyim.Belki izin verir.
-:S (yok artık yaaa..) E de bakalım, belki izin verir.Hadi görüşürüz.

Madde Bir; Nasıl bir imaj veriyorum acaba?? Çok asil, çok hanım kız, çok anakuzusu, sevgilisinin dizinin dibinden ayrılmayan sürüngen??? Hiçbir fikrim yok.Hepsi ve belki de hiçbiri.Benim her ay en az bir defa gittiğim bir yer için arkadaş neden bu kadar şaşırdı anlamak mümkün değil.Gerçi bahsi geçen kişi sevgilime doğumgününde ne hediye alacağı ile ilgili fikir almak baabında beni aradığında "Ne alıyım bilemedim, ikinizin de çok abuk subuk merakları var" demişti.Son günlerde aldığım en güzel iltifattı.

Madde İki; Kızkıza dışarı çıkıyor olma fikrinin olay olmasına kafam basmıyor.İnsanlar arkadaşlarıyla çıkar , eğlenir.Her halt sevgiliyle yapılmak zorunda değildir.İnsan tek başına spora gidebilir, sinemaya gidebilir, sadece kızarkadaşlarla yemek yiyip, gece çıkabilir. Tabi sevgili asalağı şeklinde yaşanan yılların sonunda bir kızarkadaş kalmışsa.

Madde Üç; Bir yere giderken sevgili izin versin! diye çirkin olma halleri işin uç noktası.Spora giderken güzel olma, kafan aşağı baksın, işe giderken topuklu ayakkabı giyme, aman dikkat çekme. Bir kız hayatında kimse yoksa pijamadan bozma eşofman giyip, erkek çocugu gibi ellerle mi gezer? İnsanın kendisine özenmesi için illa biri tarafından beğeniliyor olması mı gerekiyor? Kendi kendini beğenmesi yetmiyor mu? Bendeniz, özen göstermeden dışarı çıkmamaya çalışırım, ayrıca sevgilimin kendine bakmadan işe gitmesini, dışarı çıkmasını istemem.Ben olsam da olmasam da...Şimdiiii, bu bölümde bir grup ahalinin "Ama ya başkaları da onu beğenirseee??" diye ağlak suratlarla bana baktığını seziyorum.Beğensinler , daha güzel. Rahatsız olmak yerine, gurur duymak daha hoş bir durum olur.

Madde Dört; Kızlar, erkek arkadaşlarından izin almazlar, nokta! İzin alma hadisesi 5 yaşında "Annee Boncuksu lara evcilik oynamaya gidebilirmiyiiiim??" ile başlayan, 17 yaşında "Babaaa Bodruma okul gezisi var , gidebilirmiyiimmm?" ile biten bir süreçtir.Sonraki zamanlarda izin alma durumu sadece şirketten doğum izni vs için geçerlidir.Aksini beynim almıyor.Bir bireysen, kişiliğin, hayatın, şu dünyada işgal ettiğin bir yerin varsa, istediğini yapmak için senin gibi bir başka bireyden izin istemek fikri beni deli ediyor.Eğer bu durumlar haricinde "Sevgilim spora gitmeme izin vermiyooo" gibi cümleler kuruluyorsa, ben o adama kızmam, o kızın kendine olan saygısından şüphe ederim sadece.

Bu postu yazıyor olmak bana çok garip geliyor cidden.Çok feminist görünmüş olabilirim ama feministliğin yanından bile geçmem.Benim de canımdan çok sevdiğim bir sevgilim var.Her ikimiz de arkadaşlarımızla ayrı ayrı program yapabiliriz ve yapıyoruz da.Her an iletişim halindeyiz, olan bitenden haberdarız ama birbirimize olan saygı ve sevgimizi birbirimizden izin alarak ifade etmiyoruz, ki zannediyorum bu tip insanlar olsaydık da, asla beraber olamazdık.

Bahsettiğim kız arkadaşıma ise başlarda kızıyordum, artık sadece acıyorum.

19 yorum:

Blue Fire dedi ki...

(applause)!!!!
:))

Nihan dedi ki...

Bugün maddelerden gidiyoruz :)
Bunun böyle olmasını isteyen o kızların ta kendisi Sinemcim; yani bu asalak durum hoşlarına gidiyor, bunun adı onlara göre "sahiplenilme"!
İşte para için evlenen de bu tipler, bir çanta için başka şeyler yapan da!

bokbocesii dedi ki...

:)) Supersin Niyancım.Biz sahiplenilmiyoruz sanırım, ne acı :)

Nihan dedi ki...

Vallahi ben bi yere gittiğimde izin vermemesi yerine; akşam sofrayı beraber toplamamızı, bazen yemekleri onun yapmasını, benim evden erken çıktığım hafta sonlarında onun yatağımızı toplamasını, kirlilerini ve çoraplarını hep kirliye atmasını, asla arkasını toplamamamı daha sahiplenici buluyorum şahsen :)))

bokbocesii dedi ki...

:)))) İste budur.Enisteeee , duy bizi :)

lale kunt dedi ki...

süper güzel bi yazı olmuş bu. ben evlendim barklandım hala gidip gece arkadaşlarımda kalıyorum. o zaman hiç sevilmiyorum demek ki :)
hem ne izin alıcam yaa, arakdaşlarımla gece de buluşurum gündüz de. istediğim gibi gezip tozayım, ayrı vakit geçirelim ki görüştüğümüzde konuşacağımız birşey olsun di mi?
evlendikten sonra bunun bi de yalnız anneye babaya gidilmez durumu var, ayrı saçma zaten.

bokbocesii dedi ki...

Cadıcım, evet sevilmiyoruz biz sanırım :) Anne baba durumuna henuz haiz degilim ama o da ilginc bir madde olabilirmis.

Nihan dedi ki...

:))) hehe yok yok bunların hepsini yapıyor, o yüzden söyledim :))

Diyetisyen Aslı Kınsız dedi ki...

cnmcım koptum gülmekten okurken özellikle de ''Ay ben bi konuşıyim o zaman sevgilimle.Bak BB de gidiyor, demekki kötü bi yer diil diyim.Belki izin verir.'' kısmında yerlere yattım :))
sen oraya bizim girl's nightlarımızı yazmayı unutmuşsun amaaa :(

bokbocesii dedi ki...

Aslicim, Boyle post aralarında konusulmaz canım onlar, apayrı bi post yazmak lazım onlar icin ;)

Ezgi dedi ki...

valla tebrik etmek lazım yazı için bende sinir olurum böyle tiplere sonuçta sen bir bireysin di mi birde hicbirseye izin vermeyen erkekler var bana rast gelmedi allahtan yoksa facia olurdu.

Blue Fire dedi ki...

Sayın sevgilim ve dostları :))

Herşey iyi güzel, ama lütfen şu "biz sevilmiyoruz,biz sahiplenilmiyoruz" şüphesini bir yana koyun.:))

Çünkü sizin bunları yapmanız tam tersine sizin bireyler olarak görülmenizden ,sevilmenizden ve sahiplenilmenizden (meta olarak değil, kişiliğinizin ve kendinize ait alanınızız korunması, yanlış anlaşılmasın) ortaya çıkıyor. Çünkü kendine güvenen kadın gibi, kendine güvenen erkek de, dizgin, izin vs tarzı düşünceleri aklından geçirmez, kadınla beraber
bir bütün halinde hareket eder.
Eğer her ikiside kendi başlarına bireyse ,sosyal bütünlükten ve ilişkiden bahsedilebilir.
Diğeri orta oyunundan ileri geçemez.

bokbocesii dedi ki...

Benim sevgilim muhendis.Belirtmeden gecemedim her nedense.Az daha egrilerle filan acıklıycakmıs mevzuyu.
Supheyi koyduk kenara gitti :)

bokbocesii dedi ki...

Ezgicim tesekkurler :)

Peyton Sawyer dedi ki...

Şiddetle katılıyorum:)Üstüne konuşmaya gerek bile yok:)

NzN dedi ki...

Bu tarz sevgiliden izin alma mevzularını hayatımda ilk duyduğumda lisedeydim. Ağzım açık kalmıştı çok net hatırlıyorum ki olayın muhatabı da bendim. Yeni birlikte olmaya başladığım adam ( o yaşta ne kadar adam olabilirsek işte!) bir gece telefonda "ben bu akşam arkadaşlarla yemeğe gidebilir miyim hayatım?" gibi bir cümle kurma gafletinde bulundu. Yıllardır anasından babasından bile izin almak zoruna giden asi bir şahsiyet olarak o dakka notunu verdim arkama bile bakmadan kaçtım gittim "adamcıktan"! Bu gibi durumlarda hayatımın o dönemlerinde kaldı, gitti -bitti...
Hala duyarım bu tarz hikayeleri ama artık gerçek, kanlı&canlı karakterler olarak hayatımda yok ya da denk gelmiyor :)
Ben de kendisini bu duruma sokan bir kadının erkek arkadaşı ya da eşine değil ilk önce kendisine sorarım ;
Sen karakterini nerede bıraktın? Ya da ne kadar yazık ki hiç karakter sahibi olamamışsın...

p.s. bu arada bu yorumlar şehirde yaşayan, eğitim görmüş, kendi hayatına sahip çıkabilecek seviyede zeka sahibi "modern" kadınlar için geçerlidir. Kasabada köyde ya da şehrin göbeğinde kafasına odun vurula vurula ezilen hemcinslerimden bahsetmiyorum...

bokbocesii dedi ki...

NzN; cok dogru bir parantez actin.Malesef bizim yasadigimiz ozgurluklerin 10da 1ine bile sahip olamayan ve mecburen etrafindaki erkeklerin boyundurugu altinda yasayan cok kadın var bu ulkede.Bizim lafımız, hic bir zorunlulugu yokken o boyundurugun altına girmek icin can atan kadınadır.

NzN dedi ki...

"Boyunduruğumuz var buyrun bekleriz" şeklinde pankart açan bir adama da en önde elinde bayrakla koşan kadına da "herkes hak ettiğini yaşar bacım bu hayatta" demekten başka bi şey yok:))
Bırak prangaların tadını çıkarsın karaktersiz diyesim geliyor...

p.s. bu arada bu postu yazdığımı sakın ha sevgilime söylemeyin. dayak neyin yerim sonra zira izinsiz oturdum bilgisayar başına...

draftbeer dedi ki...

Kadına antik yunan da biçilen kadın değeri köleden öteye gidemiyordu. Biçen kim? Karşı cins.Dayanak noktası? Fizk ve zeka baz alındığında kadın aşağılıktır.Öyle ki eşcinselliğin çıkışı da antik yunana rastladığı söylenir.Adamlar felsefenin kralını yaparken durup düşünürler, "pat" bir ışık yanar : Olm, ben sana tıklatsam daha iyi değil mi şu rezil kadına maruz kalacağıma?". O kdr değersizdir kadın.

Aradan yuzyıllar binyıllar geçse de hala ortalık kadına değer biçebilmeyi düşünebilen mal adamlarla, kendine değer biçilmesini arzulayan de mallarla dolu.