29 Kasım 2010 Pazartesi

Bilmiyor değilim aslında da

Biliyorum. Etrafımdaki beş para etmeyen insanları küçümseyerek bakmadan politikçe gülümsemenin bana daha çok fayda sağlayacağını. Ama huyum kurusun içimdeki dışımda benim. Sevmiyorsam sevmiyorum işte zorla mı? Yüzüme baktığınız an anlarsınız benim o insanı sevme derecemi. Gözlerimin içinin gülmesi aşktan, kaşlarımı çatıp ateş çıkartmam ise nefretten olsa gerek. Her koşulda gözlerimin içi gülermiş gibi olsa ne güzel olur. Politikliğin kitabını yazarım o an. Herkes onu çok sevdiğimi sanır mesela. Ne tatlı kız der herkes arkamdan ve her istediğim olur. Sevgilimse o ayrımı bilecek kadar bilir beni. Ne zaman perde vardır gözümde ne zaman yoktur adı gibi bilir.

Ben de biliyorum pazar geceleri mutlu yatmanın da mümkün olduğunu. Mesela Galatasaray maçlarını izlemeden, televizyon açmada, Erman’ın bet suratını görmeden huzurla uyursam daha iyi uyanacağımı, haftaya daha iyi başlayacağımı. Ama olmuyor. O maç izlenecek illaki. Totem yapılacak. Mor atkı takılacak. Metin Oktay atkısı varsa mor atkı rafa kalkacak (saygılar Baba) Totemlerin bi halta yaramadığı görülünce Ay luv yu Hagi denilecek, Daddy Coool denilecek , bi de Milanbarosmilanbarosoleyoleyoleeey denilecek ama sonunda YÖNETİM İSTİFA diye haykırılacak. Güzel günler göreceğimizi bilmenin yanında ne zaman göreceğimizi bilememek kahrediyor beni. Yanar döner Servet’i, bal yapmayan arı Ali Turan’ı, sinirden başka bir şey veremeyen Barış’ı, geri pas manyağı Ayhan’ı ve daha nice sözde Galatasaraylıyı o kadroda görmek delirtiyor beni.

Tabiki biliyorum bayram hediyesi aldığım 1 kilonun korktuğum kadar tehlikeli olmadığını. Ama geçmişinde ciddi kilo almış bir insan olarak bunu kendime anlatamıyorum. Yediklerimden suçluluk duyuyorum. Psikolojik olarak sabahları tok kalkıyorum. Midemde hep bir ağırlık..Ailemizin diyetisyeni Aslıcım kokoşum, sevgilimi zayıflatma çabaları içinde bir yeşil iksir vermiş kendisine. Dedim ben de içmek istiyorum ondan. Detoks falan yapmak istiyorum mesela. Hep sebze meyve yemek. Pilatesimi asla aksatmamak.

Ben de biliyorum mutlu olmanın mutsuz olmaktan daha zor olduğunu. İbremi iyi tarafa çevirmeye çalışıyorum bu yüzden. İbremin iyi tarafları mı? Doğumgünümün çok yakın olması, annemin bana doğumgünü hediyesi Kitchenaid alacak olması (rengine hala karar veremedim), doğumgünümde sevgilimin beni bilmediğim bir yerlere kaçırıyor olması..Hele bu sonuncusu çok mutlu ediyor beni. Sevgilimin al çantanı eline, hava sıcaklığı -10 ila 0 derece arası, ctesi sabahı yola çıkıyoruz demeleri beni delirtiyor sevinçten. Hiçbirşey düşünmeden, nereye gittiğimi bilmeden biniyorum arabaya. Ne organizasyon düşünüyorum, ne otel, ne de başka bir şey..Bana bu parola verildiği an ben tatildeyim sanki. 12 aralık haftasonuna gün sayıyorum. Gülmeyin, siz olsanız saymazmıydınız sanki?

3 yorum:

nalan dedi ki...

yalan yok.
ben sayardım.
oh daha güzelleri olsun.
parmaklarını çapraz yap :)

Diyetisyen Aslı Kınsız dedi ki...

bi ara ciddi kilo aldım dediği kilo 65 falandır tas çatlsın!
iksir miksir içilmicek kalan 700gr yağını da yakta rahatla emi:DDD

bnmde d.gününde bi süprizim olcak sana blogumda kuzum ama sölemicem şimdi :)
muckkk

bokbocesii dedi ki...

Nalancim muck:)

Aslicim bak catlarim ama:) ayrica yirim ben seni yirim yirim:))))