19 Şubat 2010 Cuma

İçim

Bazen anlaşılamadığımı hissediyorum.Kendimi parçalarcasına anlatsam da anlaşılamadığımı, anlaşılamayacağımı..Zorlamıyorum da artık.Sen beni şu zaman çok iyi anlamıştın ama ben seni anlayamamıştım diye muhasebeleştiremiyorsun da bu işi.Senin hanene bir artı...olmadı benimkine iki eksi.. Çok üstüste anlamadın sen beni , cezan; bir eksi daha..

Kimse kimseyi anlamak zorunda değil.Sizi en iyi anlayan da bir noktaya kadar anlar zaten.Yanlızsınız her koşulda.En baştan kabul etmişim zaten ben bu gerçeği.Zorlanmamam lazım ama zorlanıyorum.Uykularıma giriyor.Sabah dişlerimi fırçalarken maili nasıl yazsam diye düşünüyorum.Söylemek istediklerimin tam tersini söylüyormuşum gibi geliyor bazen.Ya da çok ince düşünüyormuşum gibi.Başkası olsa zittiret der geçer, daha bile kıymetli olur belki de.Ben diyemiyorum ya,ondan yiyip bitiriyorum kendimi.Halbuki ben takılmam bana yapılanlara.En majör hatalarda bile soru sormam, "neden" demem, "vardır bir sebebi" derim. Üstüme gelindikçe kendimi savunmanın yolu huy değiştirmekten geçecek gibi geliyor.Muhasebe yapmak lazım sanırım.Neyse boşver..Daha en baştan dedim ya, zorlamıyorum artık.

Anlaşılayım diye yazmadım bunu.Üstüne alınanlar olsun diye hiç yazmadım.Yorum da istemiyorum, soru da..Açıklama da yok.İçimi açtım, döktüm, kapattım.Bitti.