15 Haziran 2011 Çarşamba

Şekerişi



Benim doğup büyüdüğüm yerde-ki siz bazı postlarımdan çoktan neresi olduğunu anlamış olabilirsiniz-çok eski bir adet var. Zamanında annem evlenirken yapılmış, bu zamanda ise kimsenin hatırlamadığı ; şekerişi. Öyle eski bir adet ki neredeyse şekerişini yapmayı bilen bile kalmadı. Bu kadar eski bir adeti yeniden hayata geçirmekti belki de beni cezbeden. Kına gecesi bile istemezken, benim için şekerişi hazırlanmasını istedim. Tüm tanıdık akraba ne kadar yakınımız varsa o gün bizdeydi. Annemin 88 yaşındaki halasının şefliğinde herkes çalıştı ve 5 tepsi şekerişi hazırlandı. Annemin Baby shower edasıyla hazırladığı pembe kurdeleli pembe mumlu muhteşem sofra görülmeye değerdi. Ayrıca girl power a bu kadar inanırken, mevzunun eski insanlar üzerinde daha derin olduğunu görmek muhteşemdi.Aileden bir kızın gelin olması durumunda ortaya çıkan güç tarif edilemez oluyormuş. Aynı akşam herkes koltuğun bir köşesine yığılıp kalmış olsa da ileride kendi çocuklarıma anlatacaklarım paha biçilemez.

Şekerişi fotoğraflarda da göreceğiniz üzere kurabiyeye benzeyen bir tatlı. Yapımı çok çok zor, bol irmikli, unlu, tereyağlı, bademli bir kurabiye.Piştikten sonra önce gülsuyuna, sonra pudra şekerine batırılıyor.En son da üzerine tarçın serpilip bu iş için özel olarak satın alınmış bir tabağa yerleştiriliyor.Yerleşim çok düzgün olmalı ve bittiği zaman bir dağ gibi görünmeli. Dağın en tepesine de nar şekli verilmiş 3 adet daha şekerişi yerleştiriliyor. Narlar karanfillerle süsleniyor. Bu narlar kayınvalide, kayınpeder ve damat için özel olarak yapılmış oluyor. Sonra tabağın üzeri tüllerle toplanıp bağlanıyor. Tabak çok güzel görünmeli, zira kız evini simgeliyor.Artık damat tarafına gitmeye hazır.Damat tarafı şekerişini sadece kendisi yemiyor, tüm akrabalara ve eve tebriğe gelenlere ikram ediyor.Her ne kadar bu iş adetten yapılıyor olsa da damadı ve ailesini korumaya yönelik olduğuna eminim. Zira o kadar ağır bir tatlı ki arka arkaya 3 tane şekerişi yemenin bedeli çok feci şeyler olabilir.Tabak boşalınca damat bir balıkçıya gidip o gece nişanlısının şansına balığa çıkmasını istiyor ve tutacağı en büyük iki balığı satın alacağını söylüyor.Bu balıklar biri daha büyük ve diğeri daha küçük olarak seçilip gelinle damadı simgeliyor. Balıklar aynı tabağa yerleştirilip limonlarla yapraklarla süsleniyor ve yine üzeri tüllerle kapatılıp kız tarafına geri yollanıyor.Kız tarafı balıkları afiyetle mideye indirdikten sonra şekerişi tabağı kızın çeyizi olmak üzere içine çerez doldurulup süsleyip kızın gelin gideceği eve yollanıyor.

Benim de artık bir şekerişi tabağım var. Hatırası da çok kıymetli o gün yaşadıklarımız da..Adetleri sonuna kadar uygulamak niyetinde değiliz.Bize balık gelmeyecek örneğin.(zaten balık sevmiyorum ki ben)Tabaksa kendi evimize yerleştiğimizde bana geri gelecek.Yeniden bir şekerişi yapılana kadar da dolapta kalacak.(Romantik BB mode on)

Haftaya nişanımı yazacağım size.Tehlikenin farkındamısınız? :)

6 yorum:

Gulcin dedi ki...

ne guzel bir adetmis. birlikte yapilan uretilen hersey benim gozumde de cok kiymetli. O tabagin sana hatirlattiklari da katiliyorum paha bicilemez olacak :) Mutluluklar

keLemek dedi ki...

wuuuu beybiiii
ne tatli nee hsss
nee kiskanilasi bi adet
bende istedim
^_^
nisanlanmak iyidir be yafu si'si =)

Nihan dedi ki...

Bayıldım :)

nalan dedi ki...

harika bir şey yapmışsınız.
ve tüm kadınların gücünü ortaya çıkaran BB'ye slam olsun yahu :)

Deniz dedi ki...

Kibrisliyiz galiba?

bokbocesii dedi ki...

Değilim Deniz ;)