5 Ekim 2010 Salı

Fermuar sıkıştı

Hani diyorum ya zaman zaman, insanların okullardan aldıkları eğitim bir noktaya kadar değerlidir. Asıl eğitim ailenin verdiği bilgi, görgü, terbiyedir ki bence benim milletimin en büyük eksiği bu noktadadır. İşte bu yüzden babası profesör olan ODTÜ mezunu arkadaşım hala kaşıkla pilav salata takılıp benim peçeteme ağzını silebilmektedir. Telefonla konuşmak da bir nev'i görgüdür bence. Sonuçta telefon denilen aletin icadı 1876 da yapılmış. Babam çocukluğunda bile evde telefon olduğunu hatırlıyorsa eğer, şu an etrafınızda gördüğünüz aklı selim tüm ahalinin telefonla görüşme adabından nasibini almış olması gerekmekte. Tabi bu teoride..Hala telefon açıldığında "ben fiyat alcaaadım" diye konuşmaya giren süzükler bol miktarda mevcut. Bi dur kardeşim Günaydın de, adını söyle, gerekiyorsa şirketini söyle. Kazara böyle bir terbiye canavarı beni arayıp "sizde mızır varmıydı?" diye konuşmaya girerse hiç utanmadan sıkılmadan"size de iyi günler. hayır biz de mızır yok" diyorum. O utanmıyorsa ben hiç utanmam. Bu adamlar çoluk çocuk büyütüyor bir de. 50 sene sonra da görgü yoksunu bir millet olacağımızdan hiç şüphem yok.

Sabah işe gelirken Power FM'de Med Line'dan birileri konuktu. Ambulanslar için fermuar yöntemi dedikleri yeni bir geçiş yolu denediklerinden bahsetti. Neymiş fermuar? Ambulans orta şeritten ilerler. Bu esnada ortadaki arabalar sağ ve sol şeritlere girmek suretiyle yolu bir fermuar gibi açar. Bakalım ne kadar başarılı olacak ben de çok merak ediyorum. Sonuçta trafikte yol vermek ve yol almak gibi kavramlar bizim için zurnanın son deliği. Bütün yolları babamız yaptırmıştır, bütün yollar bizimdir. Dolayısıyla sinyal vermek, dönerken şerit korumak gibi kavramlar son derece gereksizdir. Ambulanslar da bizim gibiler için yol verdiğimiz değil, bize yol açan araçlardır. Arkasına takılmak suretiyle gideceğimiz yere en hızlı varmak esastır. Bu nedenle fermuar falan bize vız gelir. Biz yerimizi kimselere vermeyiz.

Halihazırda 4 yaşında olan ve çook sevdiğim arabamla yapabildiklerim çok kısıtlı. Ancak frene bastıktan sonra üstüme çıkmak üzere olan hayvana selektör yapabiliyorum. Ancak çok yakında bir gün, külüstür bir şahin aldığımda o frene asla basılmayacak. O zaman görürüz bakalım el mi yaman bey mi yaman. Ahanda buraya yazıyorum.

5 yorum:

nalan dedi ki...

ne diyeyim gözlemler müthiş.
bir o kadar da haklı maalesef.

bokbocesii dedi ki...

Keske haklı olmasam Nalancım

sine'mden dedi ki...

şahin fikrini sevdim :) bende alıcam :)

Adsız dedi ki...

babası prof. olan odtülü arkadaşınıza bayıldım hahaha..Bir prof. çocuğu da görgü kurallarından nasibini alamıyorsa ailedende ziyade birazda insanın kendinde bitiyor iş sanırım.

Adsız dedi ki...

Ambulans söz konusu olunca şu yazıdaki yorum aklıma geliyor hep:

http://benyazarsamolur.blogspot.com/2010/07/ambulans.html

Böyle düşünenler hariç kimse ambulans deneyimi yaşamak zorunda kalmaz dilerim.