17 Mart 2012 Cumartesi

#bugungunlerdengalatasaray

Sayın Kamran İnce, beni tanımazsınız, ismim Deborah Manzoni. Minnesota'da yaşıyorum. Haberiniz yok ama, ben ve oğlum için müthiş bir iyilik yaptınız. Bugünkü mutluluğumuzda büyük bir payınız var! Oğlum Nicholas, şimdi 18 yaşında, lise son sınıfa gidiyor. Kendisi bir futbol tutkunu ve lisede 10 numarayı giyiyordu. Geçen haziranda Ewing's Sarcoma diye bilinen, her yıl dünya üzerinde sadece bin gençte rastlanan, nadir bir çocuk kanserine tutuldu. Tabii ki önce mahvolduk. Tedavisi 14 seans kemoterapiyle yapıldı ve her birinde üç ila beş gün hastanede kaldı. Büyük bir operasyon geçirdi ve bacağında oluşan tümör alındı. Futbol kariyerinin de bittiğini söylememe gerek yok. Tanrı'ya şükür, tedavi iyi sonuç verdi ve tümör kendini yenilemedi. Bu bakımdan şanslıyız ve şükrediyoruz. Ben de amatör bir müzisyenim ve bölgesel klasik müzik radyosunu sürekli dinliyorum. Cuma akşamları özel nedenlerle talepte bulunanların isteklerini çalan bir program var. İşte siz orada devreye girdiniz. Sekiz ay sonra sona eren son kemoterapi günüydü. Ona bir sürpriz yapmak istedim ve radyoyu arayıp futbolla ilgili bir eser çalmalarını rica ettim. Böyle bir beste olduğunu duymuştum; ama bu sizinki değildi. Kimin yazdığını bilmediğim, bir kez radyoda duyduğum bir eserdi. Sizin Galatasaray adlı bestenizin varlığından haberim yoktu. Ama artık bildiğim için çok mutluyum. Bu mektubu okursanız öğreneceğiniz gibi, bizim çok neşeli bir gün geçirmemize aracı oldunuz. İnsanların içinde başkalarına iyilik yapma isteği olduğuna kalpten inanırım ve bilmenizi isterim ki tanımadığınız harika birine mutluluk verdiniz. Bunu öğrenmenin size iyi geleceğini düşünerek, Galatasaray senfoninizin Nicholas'nın son dokuz aylık yolculuğunda eşsiz bir tamamlayıcı yeri olduğunu belirtmek istedim. Eminim ki bu besteyi yaparken aklınıza kansere karşı savaşan biri gelmemiştir. Fakat uzun ve zorlayıcı bir sürecin ardından gelen mutlu bir son için mükemmel bir araç oldu. Burada olup da o ana tanık olabilmenizi çok isterdim. Hepimizin ünlü ya da ünsüz bir çok kişiyle ilişkimiz var; ama bilmelisiniz ki, sizin ve müziğinizin bu çok özel genç adamın hayatında apayrı bir yeri oldu. Umarım birgün ikiniz bir araya gelip futbol konuşabilirsiniz. Anladığım kadarıyla siz de aynı zamanda bir futbolcusunuz. Bu en derin galibiyetin bir parçası olduğunuz için size çok teşekkür ederim. Umarım uzun uzun yazarak anlattıklarımın sizin için bir anlamı vardır. Aslında tek söylemek istediğim, bir başkasının hayatına uzaktan da olsa ne kadar güzel dokunabildiğinizi belirtmek ve yazmasam hiç bilemeyeceğiniz bir konuda teşekkür etmek. Sağlığınız ve güzel müzik yapmanız için gereken ilhamı bulmanız için en iyi dileklerimle. Artık bizim de bir Türk futbol takımı olan Galatasaray için tezahürat yapma sebebimiz var! Bastır Galatasaray!


Yazı şurada , Nick'in fotoğrafı ve hikayesi.. antoniobenerrivo sayesinde..

ve bahsi geçen Galatasaray Senfonisi..

Etkilenmemek elde değil.

1 yorum:

Blue Fire dedi ki...

Gol attığında koşacak tribünün olmasa da, koy elini kalbine, taraftarın orada...