20 Şubat 2012 Pazartesi

Milyorlaaarrr



Kim 500 milyor (milyon/milyar) ister ya da ismi her neyse, o programın dün akşam yayınlanan bölümünü izleyeniniz var mı? St.Joseph son sınıf öğrencisi bir kız yarışıyor. 125.000 aldı , bir sonraki bölümde 250.000 TL lik soruyu göreceğiz. Bildiği sorular az buz değil.Mesela kaçınız Füg isimli eserin Bach tarafından ve kör halde bestelendiğini biliyorsunuz? Carl Sagan'ın uzaya gönderdiği plakada kadın ve erkek figürleri olduğunu? Google lamadan cevaplamaya çalışın bu soruları, tahmin yürütmek bile inanılmaz zor iken, tamamen bildiklerini üstüste koyarak bu soruya geldi Ceylan İnan. Yarışmanın sonu ne olacak bilmiyorum. Belki tamamını kaybedecek, 15000 TL ile yetinecek ama düşünme tarzı, hislerine güvenmesi beni çok etkiledi Ceylan'ın. Soruya kadın-erkek cavabını verip vermemekle ilgili kararsız kaldığında, beybi de ben de tv karşısında "hadi Ceylan" diye avaz avaz tezahürat eder haldeydik.

Ben hala dün akşamın etkisinde yazıyorum bunları. Etkisindeyim çünkü geleceğe dair bir pırıltı gördüm. Bizim yapamadığımızı indigo ya da kristal çocuklar yapar belki diye. İç güdülerine bu kadar fütursuzca güvenebiliyor oluşu beni çok etkiledi. Kendimi onun yerine koydum, 30000 TL yi çoktaaan alıp gitmiştim. Hayatımda o kadar çok paradigma var ki, hepsinden arınıp pür-i pak, sadece soruya cevap verebilme özgürlüğümü yitireli çok oldu. Borçlarımız, kredilerimiz, arabamı satıp yeni bir araba alma isteğimiz, gelecek kaygımız, nefret ettiğim işimden bir gün ayrılıp kendi başıma bir yeri çekip çevirebilme ihtimalim, sevgilimin istediği o cafe'ye sahip olabilme ayrıcalığı ya da benim çiçekçim belki..Gördünüz mü ? Bu kadar çok etken varken tamamen içgüdülerinizle verin bakalım o soruların cevabını da 125000 ödüllü soruyu elinizde 60000 TL varken cevaplayın. Sonra da üzülmeyin 15000 alıp giderken.Acınası durumdayız, düzen bozmak mümkün değil demek istiyorum, ama ağır mı olur acaba? Bu kadar hür olmayalı çok oldu mu? ya da hiç olmadı mı bazılarımız için?

Neyse..bu yazının ana fikri; ben işimden ve şirketimden çok fena nefret ediyorum. Yenibiriş reklamında bir mucizeyi bekleyen saçlarına aklar düşmüş zavallı kızı oynarım, o derece. İşimi bırakıp kurtulurmuyum? Ben şimdilik yenisini beklemeyi tercih ediyorum. Eninde sonunda kendi işim olacak mı? İşte o benim büyük ödülüm. O da olacak.

Çok depresif yazdım, arada kaçıyor böyle.


3 yorum:

Adsız dedi ki...

Depresif değil, bilakis çok güzel ve düşündürücü olmuş bence.

Selnur Güneş dedi ki...

sırf işimde sıkılmamak için yıllardır bir çok yere gidebiliyor olmama rağmen inatla gazetecilik tutsun diye erteliyorum. kazanıp kazanıp erteliyorum üniversiteyi. bu yıl olacak ama eminim. yazıya gelirsek ben de o kız gibiyim lan aslında. altıncı his dedikleri şey bende tavanları tırmalar. ama otuz kere başvurdum sanırım. siklemiyor kenan abimiz.

bokbocesii dedi ki...

Mugecim tenks.baymadiysam ne mutlu

Kizilgin; amacinin pesinden gitmen super.kenan da bir gun sallar belki seni de.ben de yazarim burdan seni.cok guzel olmaz mi?