7 Aralık 2016 Çarşamba

Yemiyor


Yemiyor anacım yemiyor. Benim kabakları burnundan sokan, kefir içerken kaşığı boynundan yakalayıp hüpleten, her verdiğimi tabağı dahil yemeye çalışan minik eşşek sıpam artık yemek yemiyor. Beynim kurudu ne yemek yapacağımı düşünmekten. Malum, benimki artık kaşık almıyor. Öyle sevmiyor ki kaşığı tavuk suyuna çorbanın, suyunu suluktan içiyor, tavuklarını eliyle yiyor. Her öğün ayrı bir macera. Alın size sabah keyfi;

Gece 8543 kere kalkıp emdikten sonra sabah 8 civarı tıslayarak uyanıyor minik yavrum. Tıslama kısmını abartmıyorum. Gülmekle tıslamak arası bir hareketi var. Zannediyorum mutlu olduğunda yılan gibi tıss tıss takılıyor. Minik havucum ilk kahvaltısını kafamı ısırıp saçlarımı kopararak yapıyor. Arada bir minik emiyor filan. Sonra altını değiştirip mama sandalyesine atıyoruz kendisini. Kahvaltı; ev yapımı ekmek ya da kek, yumurta, peynir ya da ev yapımı labne ya da ev yapımı lor, olmadı pancake, sebzeli omlet falan.. siz söyleyin ben yapayım çünkü bunların hiç birini yemiyor. Ev mandıraya döndü. Sütten kefir, kefirden yoğurt, yoğurttan peynir yapıyorum ama hiç birini yediremiyorum. Hayır, bize tarhanaya beyin filan rendelerlermiş, biz zavallı bir nesiliz de bunlar da öyle şeyler de yok. Yemek kitaplarından araştırıyorum neyi nasıl yapsam diye ve yemin ediyorum her birşeyin tadı çok güzel. Muzlu pancake ne kadar kötü olabilir? Elmalı kekin sadece kokusu doyurur adamı o derece. Ama gel gör ki benim canımıniçi, kuzuların kuzusu, minik Charlotte'um sadece avaz avaz bağırıyor. Sonra nooluyor? İçimden bir canavar çıkıyor. Ben en istemediğim tipteki anne haline geliyorum. O yumurtaları zorla ağzına tıkıyorum. Komik olan bundan sonrası. Zorla ağzına tıktığım her birşeyi yiyor. Çıkarmaya falan yeltenmiyor. Acaba diyorum zor mu geliyor alıp ağzına götürmek, çiğnemek filan? Ya da tam bir royal gelini doğurdum, kendine yediremiyor kusmayı. Zaten süre çok kısa, hemen uykusu geliyor. Ağzına üç beş birşey tıkmışsam ne ala. Bazen kendi kahvaltımı bile bitiremeden güzellik uykusuna geçmek üzere memeye dayıyorum kendisini. O uyurken temizlik yapıp, uyandığında bu defa ara öğün savaşını başlatıyorum.Neden bu kadar takıyorum yemek işine? Eskiden umrum değildi çünkü sadece emiyordu, kilosu öndeydi, yemezse de sorun olmuyordu. Ancak kilo artık geride, boy eskisi gibi uzamıyor. Misal normalde 3 cm filan uzayan boy geçen ay yarım cm uzamış. Kiloyu hiç söylemeyeyim, 2 aydır birebir aynı 7.690 gr. Kaka yapmasan 10 gr artar o kilo. Bizimki çatlayacak istikrardan.

Bir de ilginç bir bilgi, babası benden daha güzel yediriyor. Babası lafına bir gıcığım da bulamadım buraya koyacak bir kelime. Benden yüz mü buluyor yoksa benim ona dayanamayacağımı mı biliyor bilmiyorum ama ben pes edip "bok ye çocuum" diye kalkıp ellerimi yıkamaya gittikten sonra içerden eşimin "affferin kızıma" tezahüratlarını duyduğum çok oluyor.

Şimdi yeni yeni çatal denemeleri başladı. Gözünü çıkarmazsa becerecek zannediyorum. Onu da yazarım bir ara. Fotodaki surat ifadesi net olarak bizim huysuz.


Hiç yorum yok: