25 Şubat 2011 Cuma

Dugun-dernek 101

Hani demistim ya artık hicbirsey aynı olmayacak diye.Gercekten de hayat artık cok farklı.

Inanilmaz yogunum.Kafamda 300 tilki var, hicbirinin kuyrugu birbirine degmiyor.Surekli dugun, organizasyon, gelin ayakkabısı vs bakar haldeyim.Mesela az once kara uzum habbesi soyleyerek bembeyaz ruya gibi bir dugunun fotolarını inceliyordum, siz dusunun ne derece sıyırdıgımı. Ayrıca tarihte gelinlikten once ayakkabısına bakan ilk gelin olmanın haklı gururunu yasıyorum. Kafanızdan soyle bir imaj geciyor olabilir; “Daha dun bir bugun iki, amma da evlilik meraklısıymıssın BB”. Degilim anacım degilim. Yani tabi yuzuk parmagında gordugun ısıltıyla es zamanlı bir domesticus hatunus bunyeye intikal ediyor dogal olarak ama cidden butun derdimiz su isler erkenden bitsin, biz butun yaz cesme de surtelim, rahat edelim.Mottomuz bu olunca da evlenme teklifini aldıgım 5 subattan bugune gecen, tatil gunleri dahil 20 gunde 7 organizasyon sirketiyle gorusup, demo masaları gormek uzere 2. turlara baslamıs bulunuyoruz.Ayrıca 1 orkestrayla gorusup kendilerini bir dugunde dinledik.Dun aksam da bir dj le sohbet ettik.İslerin bu kadar seri ilerlemesinde bizim ne istedigimizi bilmemizin etkisi buyuk tabiki.İlk gorusmede onumuze cıkarılan birbirinden tamamen farklı 35 lavanta kesesi opsiyonunun her birine “olabiliiiiir” diye cevap verdikten sonra bu boyle olmaz diyip ipleri elimize aldık.Benim ustun literatur taramalarım ve sevgilimin muhtesem organizasyon/planlama yetegi sayesinde gittigimiz dugun organizasyon sirketleri bize “siz bizim icin calıssanıza” demeye basladılar.Cok ciddiyim ve tevazu gostermeyecegim, sevgilim ve ben bu ise el atsak bir cok gelinin hayalleri gercek olur.Fikirlerimizi buradan size de anlatmak isterdim ancak takdir edersiniz ki kendilerini ilk defa kendi dugunumuzde gormek istiyoruz.1 ekimden sonra balayından donusumuz itibariyle tum fotoları yayınlamak niyetindeyim.Evlilik blogu olmayacagim dediysem o kadar da degil.Hayatım temelinden sarsılırken bir yerinden sizin de ortak olmanız gerekir bence.Bu arada anlayan anladı ama ben yine de bir kez daha altını ciziyim; dugun tarihimiz (Allah bir mani vermezse demek durumundayım) 011011.Ugurlu sayısı 11 olan sevgilim icin cidden ruya gibi bir tarih.Ayrıca mart sonu gibi istenip mayıs haziran gibi nisanlanmayı planlıyoruz.Babamın “sen yap hazırlıklarını da bakalım ben seni verecekmiyim” tacizlerini simdilik gormezden geliyorum.Sevgilim bir sise Blue Label’la mevzunun hakkından gelir diye dusunuyorum.

Simdi izninizle hayattaki en onemli sorunlarım olan masa ortusu , masa cicegi gibi problemlerimi cozmeye gidiyorum.Bi de “istemede ne giyicem beeeeeeeeeeeeen” gibi bir kabusum var.Aklınız varsa bu aralar bana cok yaklasmayın.

18 Şubat 2011 Cuma

It's friday


Aslıcığıma...sen istedin diye işte, it's friday :)

Bu aralar düğün tarihi seçip, tadilata karar vermek ve organizasyon firmalarını dolaşmak arasında helak olmuş durumdayız.Hayat bir süre daha zor.İdare edin azıcık beni.Olur mu?

11 Şubat 2011 Cuma

It's friday


Kendimi kraliçeler gibi hissediyorum bu aralar da..

Magic

Simdiiiiii….ey blog ahalisi.Gecikmis haberlerimi sıralamam lazım oncelikle.Biliyorum size gore tembelim aslında ama mevzu daha cok bu haber nasıl verilir, havai fisek blog da nasıl patlatılır, mevzu esnasında hissettiklerim nasıl size de aynı sekilde hissettirilirde takildi.Gunlerce gecelerce dusunmelerim sonunda Ayse Kulin gibi edebi ve ebedi bir yazarın müsvettesi bile olamayacağıma karar verip etrafımdaki tüm insanlara yaptığımı size de yapmaya karar verdim. Hayal edin… sağ elimi masanın üzerine koyuyorum.Sonra siz bakıyorsunuz.Ne görüyorsunuz??????? Aaaaaa, Dünyanın en güzel yüzüğü BB’nin elinde.Yevvet, BB evleniyooooor J Normal sartlarda yanımda olsanız cıglıklar atarak bana sarılmanız, insanların size dik dik bakmasına aldırış etmeyip non-stop konuşmanız, gülmeniz ya da annem gibi kafası kesik tavuk stayla (i.b.o. rules) takılmanız gerekirdi. Olsun, çığlık attınız sayıyorum.

Şimdi meraklılarına detaylar; Cuma sabahı kargalar 3. uykusundayken, nereye gittiğini bilmeyen BB ve onu kaçıran sevgilisi arabaya binerler.Arabayla çok uzaklara gideceğini düşünen BB daha ilk anda yanılır, çünkü havaalanına gitmektedirler.BB nereye gidildiğini yer-hostesi kızın patavatsızlığı sayesinde sevgilisinin planladığından erken öğrenir; Kıbrıs zaten hiç görülmemiştir, işte budur.Büyük bir sevinç dalgası oluşur, BB gülümseyerek sevgilisinin yanındaki koltuğa sığışır.İstanbul aktarmasından sonra Kıbrıs’a inilir.Hangi otelde kalınacağını bilmeyen BB bu defa tur şirketinin saftirik şöförünün ağzından kaçırmasıyla daha varmadan Cratos’ta kalınacağını öğrenir.Ancak sevinç dalgası maalesef bu defa çok uzun sürmez.BB’nin yurtdışına açık sandığı ve hatta defalarca yurtdışında kullandığı telefonu no network şeklinde kendisine bön bön bakmaktadır. Bir grup için bu durum “ohh ne güzel kafamı dinlerim” şeklinde algılansa da, annesine nereye gittiğini söylemeyen bir BB için çok büyük bir tehlike arzetmektedir, Allah korusundur. BB turkcell le bogusur, bogusur sonunda sevgilisine telefonu uzatıp hat sahibi babası gibi konusturur.Hat acılır, problem cozulur.Cratos insanlar için yapılmamıştır.Yapıldıysa bile o otelde olabilmek için üstün ırk olmak gereklidir, inanılmazdır.Cuma akşamı hay ve huy için ayrılan bütçenin bir kısmını heba etmekle geçer.Cumartesi sabahı kalkılıp Kıbrıs gezilir, annesine nereye gittiğini söylemeyen sevgilinin aile dostları görülür, kafada kapşon tırıs tırıs kaçılır.Otelde sevgiliyle beraber dünyanın en muhteşem gökten inme masajları yaptırılır, kemiklerinin açıldığı, ruhunun tatile çıktığı hissedilir, öğle uykuları uyunur.Sevgilinin “19:45 te hazır ol seni dışarı yemeğe götürücem” demesiyle o gecenin 2. yılı kutladıkları büyük gece olduğunun farkına varılır.Saçlar maşalanır, giyinilir, süslenilir ancak 20:30 da hazır olunur (Bknz. BB bir dişidir) Sevgili “dışarı” derken yalan söylemiştir aslında, Cratos Port’taki ultra romantik restoranda; Mey’de masamız hazırdır.Mezeleri getiren garson “çok güzel pilavımız var kaçta getirelim??” diye sorar (Fake!).Sevgili “21:30” der.(Fake!) Sevgili yemek yerken yanağını ısırır (Fake!) Kalkar tuvalete gider (Fake, Fake Fake!) Sonra da hiç bir şey olmamış gibi masaya döre. BB’nin car car çenesi hiç durmaz, aynı esnada sevgilisinin telefonun saatiyle ilgili bir problemi vardır.Zira bir insanın dakikada 28 defa telefonunun saatine bakması mümkün değildir.BB konuşmasının arasında masaya doğru kapaklı bir servis geldiğini görür.”mmm paella gibi olsa gerek bu pilav” diye düşünür.Tam o esnada sevgilisi ellerini tutup bir şeyler söylemeye başlar.BB içinden “2. yılımızın konuşmasını yapıo aşkıııım“der.Sonra sevgilisinin dizlerinin üzerinde olduğunu fark eder.Sevgilisi konuşmanın ortasında pilavı servis etmek üzere servisin kapağını açar, pilav yoktur ama siyah kucuk bir kutu vardır ve o noktada BB de film kopar.Sonrasını çok net hatırlamamakla birlikte “evet,evet,evet” dediği hayal meyal aklındadır. Dünyanın en güzel yüzüğüyle edilen dünyanın en güzel evlenme teklifi sevgilisinin ve kendisinin gözyaşlarıyla ikisine de yepyeni kapılar açar.Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktır.

İşte böyle..bi maşallah diyin , bi de mutluluk dileyin bize olur mu? :)

Not 1: Fotoda gördüğünüz yemekte içtiğim kahvedeki kuş.Dikkatinizi çekerim ben fal filan kapatmamıştım.
Not 2: Sevgilim, söz hakkını kullanabilirsin, yorumlar tamamen emrindedir.
Not 3: Ve son olarak ; söz veriyorum blog umu evlilik blog u haline getirmeyeceğim. BB is BB, as always.

4 Şubat 2011 Cuma

It's friday

Siz bu satırları okurken, ben ve sevgilim, benim için planlanan ve benim henüz bilmediğim bir yerde 2. yılımızı kutluyor olacağız.

-Beybi iyi güzel de bu kış kıyamette ben ne alıcam yanıma? Bak eşşek kadar olucak valizim yine sen taşıcaksın sonra.Ayrıca bana neden 8 tane ayakkabı aldın neden 3 tane mont aldın diye sorma, hiç benim sorunum değil.
-İyi o zaman, ipucu veriyim
-Yaaa......eee?? :))) (yemek bekleyen yavru köpek görüntüsü)
-Bikinini de al kar montunu da.
-:S