31 Mayıs 2010 Pazartesi

Kutukafa t-shirt isteyen???

Minik blog prensesi Nehir için...
Buyursunlar; OIP

27 Mayıs 2010 Perşembe

Deniz sezonu açıldı

Vee beklenen oldu. Hülya ablamızın deniz sezonunu açmasıyla, karpuz kabuğu suya düştü. Artık plajlar parsellenebilir, denizde deve güreşi yapılabilir, tam zamanıdır.

"Ülkemizin gelmiş geçmiş en güzel kadını"nın fazla kiloları ile ilgili konuşmayacağım. Zira görünen köy kılavuz istemez. Aşikardır ki, kendisi bu yazın en çok fotoğrafı çekilen ünlülerinden biri olacak. Her fotonun altına da "neydi, ne oldu" minvalinde başlıklar atılacak. Geçtiğimiz yazlarda yapılan haberler copy-paste yapılacak, gazetecilerimiz fazla enerji sarfetmeden köşelerini dolduracak.

O diil de, ben şuna takıldım. Magazin basımız klişelerden bıkmış olacak ki saygı, adap, ahlak ne varsa hiçe sayıp mikrofonu Hülya Hanım'ın eski eşi Kaya Bey'e uzatmışlar.Kaya Bey de "ahanda tam zamanıdır" diyip, çaktırmadan iğneyi batırmış saolsun;

Benim bildiğim Hülya o kiloları kısa sürede verir. Ayağını kırdı, zor günler yaşadı. Bu yüzden o göbek çıkmış. Ama Hülya göbekli ve kalçalı haliyle de hâlâ güzel. Daha fazla konuşmayayım. Hayatımızdaki yeni kişilere ayıp olmasın.”

Aaaa Kaya Bey??!! Olur mu öyle şey?? Özlemiştik sizin olur olmaz herşeye yaptığınız yorumları. Hülya Hanım'ın yağ bağlamış göbeği en az Saadettin Bey kadar sizi de enterese eder. Sonuçta siz medeni bir çiftsiniz. Ayrıldınız ama berabersiniz. Hayatınızdaki yeni kişilere neden ayıp olsun ki? Onlar da alışmışlardır birbiriniz hakkında verdiğiniz ipe sapa gelmez demeçlere.

Benim eski sevgilim benim hakkımda böyle ileri geri konuşsa gider gebertirim. Bunun adı da geri kafalılıksa, evet geri kafalıyım, pişman değilim.

Kendime not; sakıngöbeğinedövmeyaptırmasakıngöbeğinedövmeyaptırmasakıngöbeğinedövmeyaptırma..

Kafanız mı güzel??


25 Mayıs 2010 Salı

At first sight

Bir insan sabah sabah, yediği tostu bırakıp yemeden içmeden kesilecek kadar bir ayakkabıya aşık olabilir mi?
Valla olur.
Boyle ayakkabılar yaptıkları için İtalyanlardan nefret ediyorum :(

24 Mayıs 2010 Pazartesi

A(z)politik

10 senedir oy kullanıyorum ama ilk defa önümüzdeki secimlerde oy verme sürecim 3 saniyeyi gecmeyecek. Oyumu hakeden kimse olmadıgı icin tırıs tırıs kactıgım ve hatta bir sekilde bahaneler yaratıp oy vermedigim donem sonunda bitti.
Anamı da alıp gitmeyecegim artık, haddimi de bilmeyecegim.
Atama saygı duruşunda sap gibi ayakta duracağım.
Hem laik hem müslüman olacağım.
Beğenmeyen varsa Recep Bey'ini de alır gider.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Baby don't go

Ağlıcam simdi ya :(

Yok mu bu isin bi oluru???

Haftasonuna Notlar

-Carsamba gunu 19 Mayısı kutlamak ve fotograf cekmek uzere Kordon'daydık ama bayram ahalisi bizimle aynı fikirde değildi. Sir Winston'da kahvaltı ettik, bayramsızlığı unutuverdik. Ogledensonra kalktık falcıya gittik. Inanmıyorum, etkisi altında kalmıyım diye soylenenleri unutmaya çalışıyorum ama bi sekilde yine bu tuzaga dusuyorum, o fincanı kapatıyorum. Bu defa sevgilimi de dusurdum ancak kendisi falcının soylediklerini kaydederek, kızlarla baska falcıların muhabbetlerini yaparak bu islere benden daha megilliymis, dumur oldum. 50 tane kadının arasında saatlerce beklemek bile bizi bezdiremedi, fallar kapatıldı, bakıldı, soylenenlerin %60 ı unutuldu, kalanı unutulsun diye calısmalar devam ediyor. Cumartesi gibi yasanmıs bir carsamba gunu beni calıstıgım bir cumartesi icin motive etti, cok da fena degilim bugun.

-Falcının aklımdan cıkmayan vaazlarından biri ruyalarımın gercek oldugu ve guvenmem gerektigiydi. Boyle oldugunu varsayarsak patronum annemle birlikte, sevgilim beni non-stop aldatıyor vs vs. Falcı abla bilmiyor ki benim totom hep acık, benim hic normal bi ruyam yok malesef. Ancak yine de dun aksam ruyamda fotograf makinemi paramparca gormus olmam sonucu, bugun kendisini yanıma almamama salık verdim. Ne olur ne olmaz.

-Dun aksam Prince Of Persia'daydık. Arka fonda dunya insanların basına yıkılırken, kahramanlarımız opusmeseler daha guzel olacaktı. Cok gereksiz yerlerde asklarını hatırladılar, bana daral getirdiler. Assasin's Creed'le goruntuler bakımından birebir aynı bir film izleyeceksiniz. Aralarındaki bagı bilmiyorum (bilen varsa acıklasın) ama Assasin's Creed hastası bir insan evladı olarak, mevzu beni mest etti. Bi de Prens iyiydi ki gecmis Ohh Yeah lerimizden olur kendileri ama bu kadar soyleyebiliyorum, malumunuz can saglıgım cok onemli.

-Mutlu, kutlu, icmeli, mojitolu bi haftasonu gecirmek niyetindeyim, tavsiye ederim. Dunden beri Benjamin Button'a donmus, sagnak yagıslı havalar bile beni yıldıramayacak, pes etmeyecegim. Butun gece titresem de kaldırdıgım yorganları, battaniyeleri tekrar cıkarmayacagım, iste o kadar!

21 Mayıs 2010 Cuma

Ne sihirdir ne keramet


Madonna'nızı photoshoplu mu alırsınız photoshopsuz mu?

Write The Future

Write The Future

Biz yokuz ya..Hala inanamıyorum :(

Şahan mı? Cihan mı?


Kardeşim Gaziantep'te yaptı askerliğini
Sevgilim Diyarbakır'da
Kankim Mardin'de komandoydu
Bir diğeri Şırnak'ta
Babamın arkadaşının zihinsel özürlü oğlu Cihan, Manisa'da 1 ay, "benim neyim eksik?" diyerek

Şahan Gökbakar nerede yapmış askerliğini bilen var mı?
Evinin mutfağında..

Maksat Ferrarilerinden uzak kalmasın, "Fazla kiloluyum, askere falan gidemem ben" diye rapor alıp yan gelip yatmayı kendine yedirebiliyorsa bana mok yemek düşer tabi.
Ama bildiğim bişey var ; Bu adiliği beğenmediğimiz Recep İvedik bile yapmazdı.
Eminim şişman raporu alamasaydı, pembe kimlik alırdı.
Maksat, bi şekilde yırtsın askerlikten paşa hazretleri.

Amcam şişman diye askere almadıklarında babaannemin günler gecelerce ağladığını, amcamın kimselerin suratına bakamadığını, sonunda da zayıflayıp çakı gibi askerlik yaptığını söylemişmiydim?
Demekki neymiş? "İnsan" isterse herşeyi yapabiliyormuş.

20 Mayıs 2010 Perşembe

18 Mayıs 2010 Salı

Bu kafamda görmüş olduğunuz...


... kafamın çapı büyüklüğünde ortasında kocaman taşıyla Blair Waldorf'un bile takmakta tereddüt edeceği bir taçtır.

Benim bildiğim başörtüsünün sebebi dikkat çekmemek, dünyevi süsten püsten uzak durmaktır. Tam da bu nedenle manikür pedikür olayına girilmez, kaşlar alınmaz, oje sürülmez, makyaj yapılmaz vs. Bu hanım kızımızın kılık kıyafeti benden pek de farklı değildi. açık renk skinny kumaş pantolon, babetler, gömlek..Ama boyundan yukarı göz atıldığında başörtüsünün üzerine taktığı devasa büyüklükteki tacı bulunduğu ortamda en dikkat çeken insan sıfatını sonuna kadar haketmesini sağlıyordu. Ben mini eteğimle o kadar dikkat çekmezken, hanımefendinin dikkat çekmek için bu kadar mesai harcaması, dini inançları nedeniyle kapanmış insan modelinin yanından bile geçmiyor bence. Kendini böyle sunması daha çok gösteriş kokuyor, reklam kokuyor, "mış" gibi yapılmış gibi geliyor. Perhiz vs. Lahana turşusu akla düşüyor.
Photo by beybi.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Sabiha Gökçen'in Öğrencisi

Cuma akşamı Pegasus Air 19:15 İzmir-İstanbul uçuşunun kaptan pilotu bir kadındı. Evet, ben de inanamadım duyduğumda ama Tülay Akköprü Gündüz kendi adını söylediğinde ve muhteşem aksanıyla yaptığı ingilizce anons esnasında sanki bir akrabam ya da kardeşim konuşuyormuşçasına gurur duydum. Girl power dedikleri bu işte!!

Keşke selam yollayıp teşekkür etseydim, ne kadar gururlandığımı anlatabilseydim . En azından buradan yazabildim. Erkeklerin egemen olduğu bir meslek grubunda, mesleğini bir çoğundan daha iyi yaptığı ve kadınların her işi yapabileceğine inancımı bana gösterdiği için, umarım tekrar kendisiyle uçma şansına erişir, kokpitte de tebrik edebilirim.

17 Mayıs

Var mı itirazı olan?

Fener şampiyon olmuş (!)


Haftasonu Istanbul'daydık. Çok yakın arkadaşlarımızı evlendirdik. Ben böyle güzel gelin görmedim. Feci yakışmıştı gelinlik bizim kıza. Düğün Kadıköy'de olduğundan, mecburen oralarda biryerlerde kalmak durumundaydık. Otelimiz Fenerbahçe'deydi, 2 gün boyunca hep caddedeydik. 2 tam gün boyunca fenerlilerin sanki 5 hafta önceden açık ara şampiyon olmuş gibi hazırlanmalarını, canlı yayın araçlarını, fb marşlarını, formalarını, pazar akşamı yapılacak kutlamalar için platform kuruluşunu, herşeyi birebir izledik. Şampiyon olmuş bir takım için yapılanlar son derece normaldi, ancak unuttukları bir nokta vardı; fener henüz şampiyon olmamıştı! İşte bu yüzden dün akşam olanlara üzülmedim. Bu kadar burnu büyüklüğün, küstahlığın, rakibi hiçe saymanın cezası ancak böyle verilirdi. Üstelik başkası da değil, kendi elleriyle yaktılar kendilerini. Anonsu yapana kesiyorlar faturayı ama biraz da kendi içlerine, başkanlarına baksalar, sahte suçlularla bu işi kapatmasalar daha kökten çözümler olacak. Yukarıda birilerinin olduğunu bir kez daha gördüm dün akşam. Denizli faciasından sonra 16 mayısı da unutmasınlar, unutturmasınlar bence.

Bursaspor'u çok tebrik ediyorum. Ertuğrul Sağlam sahada ağlarken benim de gözlerim doldu. Ağır ağır, vakur ilerledi Bursa ve çok haketti buralarda olmayı. Darısı diğer Anadolu takımlarının, en çok da İzmir takımlarının başına. Bundan sonra daha keyifli bir lig izlemek ümidiyle..

13 Mayıs 2010 Perşembe

Elçi

Ciddi bir konu;

Ayşegül'ün tedavisinin evde devam etmesi gerek. İhtiyac olan aletlerin temini icin 1500 TL ye ihtiyac var. Bir baska cozum de bu aletlere ya da kullandıgı alt bezi vs diger malzemelere sponsor olunması. Her ikisi de cok islerine yarar.

Simdiye kadar yaptıgımız cagrılarda toplanan para miktarı merak edilmiş ; 200 TL
Bu rakama benim ve arkadaslarımın yardımları dahil degil.

Duyurmak benden..

Yardım icin ; tıklayın

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Dövdürüveğdim Gari


Blogumu halk oylamasında kullanıyorum.

Yukarıda görmüş olduğunuz dövmeyle ilgili, dövülenin Megan Fox olduğunu unutun, sağ tarafta konuşun, konuşturun

Buyrun..
SONUÇ; Normal bir insan evladında bu dövme nasıl durur diye sormuştum. Sevgilimin önderliğinde ki kendisi ilk oyu veren okuyucumdur, 4 kişi çok kaşar durur demiş, 8 kişi yeri yanlış demiş, 9 kişi süper durur ve 6 kişi de bi kaç satır az olsun demiş. Bu son ikisi zaten benim istediğim cevaplar oluyor. Bu durumda 12 kişiden hayır, 15 kişiden ise evet oyu gelmiş olup, bir delilik anımda dövdürülmeme oy çokluğu ile karar verilmiştir. Oylamamıza katılan 26 adet okuyucuma saygılar sunar, esenlikler dilerim.

11 Mayıs 2010 Salı

Math-101 , Türkçe-101

Hurriyet çalışanlarına matematik ve Türkçe dersi verilmesini talep ediyorum.

2. resimdeki hata da büyükintimalle gözünüzden kaçmamıştır.

Haydiiiiiiiii

Bu ne hal yaaa??
Doğurmiyciim , doğuramiyciim sanırım.

Haftasonu Notları


-Cuma akşamı Iron Man 2. Çok güzel, feci güzel. Evet biliyorum tam gişe filmi, çok pop-corn ama seviyorum napiyim? Robert Downey Jr. dan daha önce bahsetmiştim zaten. Mickey Rourke da piskopat olmak için yaratılmış, cuk oturmuş. Rolü kabul ettikten sonra bir süre Rusya'da hapishanelerde takılmış, mevzuyu incelemiş, 3 ay da Rus aksanı üzerinde çalışmış. Sadece elleri inanılmazzzzz çirkin. Kamera ellerini gösterdiğinde kafamı çeviresim geldi. İzlediğinizde hak vereceksiniz. Bir el fetişisti olarak acı çektim, o kadar diyorum.

-Ctesi gecesi bekarlığa veda yaptık. Herkes duvak ve minik taçlar taktı. Geline de kocaman duvak ve kocaman taç taktırdık, eline de oklava verdik. Çok eğlendik. Nerdemiydik? Gelin seviyor diye Soho da Murat Dalkılıç'da. Yanlış anlaşılmasın, kendisinin bu eğlencemiz üzerindeki etkisi cd den müzik dinlemekle aynı. Sahneye üzerinde buruş buruş, üzerinde 93 yazan sarı bir t-shirt ve yine üzerine uygun olarak buruş buruş bir kargo pantolonla çıktığından göz zevkimizi zaten asla okşamadı. 2 de çıkıp 4 te bi baybay bile demeden kaçarak sahneden indi. En ön masada duvaklarla hiç oturmadan oynayan bir ahali olmasına rağmen kafasını kaldırıp bi "nooluyor?" bile demedi. Garsonun dediğine göre istediğimiz şarkıları söylemedi çünkü şampanya içmezse sesi açılmıyormuş. Sadece 2 şarkısını bilmeme rağmen eğlenmeye o kadar programlıydım ki bunlar bile beni caydıramadı. Bi daha gidermiyiz? Hiç sanmıyorum. Bu işin krali Altay'dır. Yarısı kadar olsanız daha ne istersiniz.

- Pazar anneler günü vesilesiyle koklaşma , kaynaşma , balkonda şaraplanma, meyvelenme, özlem giderme, iyi gelme, mutlu olma, çok mutlu olma..
.
Bu arada; Deniz Baykal'la ilgili düştüğüm not bana saatte 110 civarı izleyici getiriyor. Çünkü pek saygıdeğer Türk halkı bu görüntüleri izleyebilmek için google da arama yapmaktan bi hal oluyor. O görüntüleri izlemek için arayan, yayan herkes bence o kamerayı saklayanla aynı işi yapıyor. Ekip işi sonuçta. Türk halkı da şaşırtmıyor, üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.

7 Mayıs 2010 Cuma

Deniz Baykal Görüntüleri

Benim de olaydan haberim var ve bu konuyla ilgili yazmayacaktım aslında.Söylemek istediğim şu ; Keşke yaymasak da bir kesimin ekmeğine yağ sürmesek. Sonuçta adamın ve birlikte olduğu kadının özel hayatı bir yerden sonra ve herkes bu konuya bu kadar medeni yaklaşamayabilir.

Ne dersiniz?

Facebook Status: It's Complicated


Barcelona'da yeni bir aşk doğuyor.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Motto

though the mills of god grind slowly,
yet they grind exceeding small
though with patience he stands waiting,
with exactness grinds he all

Friedrich Von Logau

lha gi chud dhi tsai. droi gi bu zi wen shang rang, ching gu theg ya mi blaygo thug sai wen

Bu kadar geç duymuş olmam da bir ironi aslında.
Halbuki bizzat ben yazmışçasına inanırım anlattıklarına.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

İyi kızlar cennete, kötü kızlar heryere

Bi arkadaşımız önümüzdeki haftasonu evleniyor. E doğal olarak da bu haftasonu bekarlığa veda partisine ayrılmış durumda. İnternette bununla ilgili birsey ararken aşağıdaki öneri listesine denk geldim. Adım gibi eminim ki bunu feci kıskanç, dar fikirli, muhafazakar, kendine güveni sıfır, kas kafalı bir erkek yazmış ya da yazdırmış. Buyrun;
  • Geleneksel bir partiye alternatif geliştirin: Partinizin küçük ve samimi olmasını sağlayın. Akşam yemeği yiyin, yakın arkadaşlarınızla film izleyin. Evde oturun, eski okul fotoğraflarına bakın. Eski günlerden konuşun, iyi zaman geçirmenizde sizin ne yaptığınızın değil kimlerle birlikte olduğunuzun etkili olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
    (En önemlisi; evde oturun kısmı. Sakın sakın çıkmayın, azıtmayın, adamın başını ağrıtmayın.)

  • Bekârlık partisini evleneceğiniz eşinizle birlikte verin. Bütün yakın arkadaşlarınızı davet edin ve hep birlikte eğlenin. (Böylece adamın kontrolünde olun. Mazallah başınıza bi iş gelir falan , sevgiliniz gebertiversin onları)

  • Bir oda kiralayın; Dışarı çıkmaya karar verdiyseniz, bir otelde oda kiralayın ya da yakın bir arkadaşınızın evini kullanın. Ne kadar az taşıt kullanırsanız o kadar iyi olacaktır. Barlarda içki içmekten de kaçının. (Kilit cümle; içki içmeyin. Çok çıkmak istiyorsanız da kendinizi bir otel odasına kapatın. Otel odasında yapabileceğiniz striptizci vs. bilumum şeytanlıkları düşünmeyin bile, aman ha..sakın);

  • Planlama: En yakın, en güvendiğiniz arkadaşınızdan geceyi daha önceden planlamasını isteyin. Planlama yapılmayan, anında karar verilen veda partileri felâketle sonuçlanabilir. Sıradan olmayan her türlü etkinliklerden uzak durun. Nişanlınızın geceyle ilgili kaygılarını dikkate alın. (Sıradışı etkinliklerden uzak durun! Mesela çay demleyin , kurabiye yiyin, 12 olmadan da yatın. Ballı sütünüzü içmeyi unutmayın olur mu? Nişanlınız sizin için çok kaygılanıyor, evde oturun adamı üzmeyin.)

  • Ulaşım: Alkol almayan birinden yardım isteyin, böylece siz ya da arkadaşlarınız bir yere gitmek isterseniz ulaşımınızı o güvenle sağlayabilsin. (Yani alkollüyseniz taksiye binmeniz bile güvenliğinizi tehlikeye atar. İyisi mi ne siz için ne arkadaşlarınız içsin. Alkolsüz kokteyl..en güzeli)

  • Düşünün: İçgüdülerinize ve yargılarınıza güvenin. Hayatınızın kontrolünü elinize geçirin. (Bak bundan pek bisey anlamadım. Güveniyorsunuz ki evleniyorsunuz. Bi daha düşünün demeye filan çalışıyor sanırım.)

  • Rahatlayın ve eğlenin: Hayatınızın en anlamlı gününe adım adım yaklaşıyorsunuz. Şansınıza ve arkadaşlarınıza güvenin. (Çünkü o anlamlı gün için kocanızı o arkadaşlarınız bulmuştur. Görücü usulü bu kadar mükemmel bir kısmet nasıl bulunabilir, çok şanslısınız, şansınıza güvenin. Herşey o kadar muhafazakar ki rahatlayın, sorun çıkma ihtimali kafanıza saksı düşme ihtimaliyle aynı.)

Sormuş olayım bu arada; var mı güzel fikirleri , önerisi olan?

Yetenek Sizsiniz Türkiye Vol.3


Eyyy Hızır Babaaaa

5 mayıs itibariyle Hıdrellez senlikleri baslamıs bulunmakta, vatana millete hayırlı olsun. Sanıldıgının aksine bugun sadece cingeneler tarafından kutlanmaz. Kucuk yerde buyumus olmanın getirisi bir parca icimde, ben seviyorum boyle gunleri. Ateşten atlamadan olmaz. Bi de gül ağacı bulmak lazım dilekleri asmak için. Ya da post-itlere yazıp direk olarak ağacın dalarına asmak lazım, toplaması kolay olsun. Bi de olaya yeni bir boyut getirip, bildiginiz kagıt parayı kıvırıp gul agacının en tepesine baglamak niyetindeyim, yaza girerken maddi durumum beni feci uzmekte, durum o derece vahim.

O diil de, geçmişte ben ve kardeşim için çakıl taşlarından koca koca üniversite kampüsleri inşa etmiş olan canım annem, bu sene Hızır Baba'ya ekstra mesai yaptıracakmış gibi görünüyor. Zira, bu gidişle basit bir Miniatürk inşa ederek, benim için bi kaç tane bebek sıralayıp, kardeşime de çalışacağı yer olarak eşşek kadar bir gökdelen, yanında Boğaziçi Köprüsü'nü filan yapabilir.

Geçen sene bu zamanlarda son derece ümitsiz atlamıştım o ateşten. Belki de Hızır Baba sayesinde tuttu dileklerim, kimbilir. Şansa bırakmamak lazım.

Cakma Vampir


Yavuklunu zaten sevmiyordum da, seni ayrı sevmiyorum.

Allah aşkına, o üzerindeki Chanel!! Millet adam kesiyor onu giymek için. Nerenden başlıyım anlatmaya? Kafanı kime yalattın? Yok böyle bir saç modeli. Makyaj desen evde boyanıp da çıkıvermişsin gibi. Bi küpe taksaydın bari de annenin elbisesini evde denemiş gibi durmasaydın. O bacakların duruşu ne? Bi kapat, bi poz ver. Annen öğretmedi mi sana kibar kızlar nasıl oturur nasıl kalkar? Kambur durmak da moda oldu sayende, bravo. Ama en iyisini sona sakladım, o bi kaş anyada bi kaş konyada mal bakışlarındır seni vampir yapacak olan. Söyle Edward'a alnının çatısından ısırıversin seni. Belki botox etkisi yaratırda insan gibi bakmaya başlarsın.

4 Mayıs 2010 Salı

Anneler Günü

Hani bu pazar anneler günü ya..Acaba zor durumda olan başka bir anneyi sevindirmek istemezmisiniz?
.
.
.
Foto; Audrey Hepburn oğlu Luca ile

Onor Bumbum


Postmonkey sayesinde haberdarım ama pesini bırakmayacagım.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Laf lafı açtı


-Pazar günü erken kalkmışım ne güzel, dedim hadi annemleri görmeye gidiyim.Kahvaltı ederiz balkonda falan. Ohh mis.. Cidden güzel oldu, annemin kahvaltısını hiçbişeye değişmem de, canım annemin biricik kedimi eskimiş bir kazak misali bir bakımevi ve yahut veterinere verme talepleri beni derinden yaraladı. Kızım istenmiyormuş onu anladım. En yakın zamanda onu yanıma alacağım. Dayan yavrum, az kaldı. Annen çok yakında kurtaracak seni. Bu arada mobilyaları mahvetme ve kel kalırcasına tüy dökme sorununa siz nasıl çözüm buluyorsunuz? Tırmalaması için tuttum bir fare aldım, 6 senede bir kez suratına bakmadı. Hayır o diil de , annem koltukları yeni değiştirdi, hem kedimi hem beni yolacak sonunda,ondan korkmaktayım.

-Sinan Çetin'in "Ben Anadolu Çocuğuyum huleyynn" ayaklarını kimse yemiyor, haberi olsun. Inadına o cay markasından almayasım var. Daha once bu oyunları deneyen Savaş Ay'ı bulduğum yerde ezebilirim, o denli antipatik bir imajı var benim nezdimde. Sinan Çetin de aynı çukura düşmesin bi zahmet.

-Band Hero aldık beybiyle.Allah o oyunu yapanı naapmasın. Daha önce bana bu zevki gurbet ellerdeyken tattırıp, ülkesine kesin dönüş yaparken 44 numara yağmur çizmelerini yanına alıp gitar namına her türlü alet edavatı satıp öyle gelen süper zeka kardeşime tekrar teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Bir kez bile giymediği "I know what you did last summer"dan çıkma çizmeler odasının başköşesinde duruyor ama zavallı biz bu zevki yeniden yaşayabilmek için, gittik dünyanın parasını verdik. Sonuç mu? Cumartesi gecesini şarkı seçerek geçirmece, parmakların kasılması, lenslerin kuruması, arada içime Richie Sambora kaçması sonucu %92 lere çıkma, sevgilinin groupie'si olma, rüyalarda gitar çalma..

-Rüyalar demişken, bilinçaltıma "Nen var kuzum?" demek istiyorum. 2 gece önce rüyamda ailece tiksindiğimiz bir arkadaşı sevgilimle tanıştırıyordum. Plajdaydık, bende bikiniler, o adamda şort ama sevgilimde kocaman mont vardı. (Sanırım sevgilim ayrı bir gezegenden) Dün gece de rüyamda Gerard Butler'la Jennifer Aniston takılmaktaydılar. Benim ne işim vardı ortamda hiç bilmiyorum. Zira threesome falan yoktu, ağzınıza biber sürerim. Vogue'daki Gerard'ın polis, Jen'in başka bişey olduğu fotolardan etkilenmiş olabilirim, bilemiyorum.

-Vogue demişken de, Nurgül Yeşilçay röportajı beni mahvetti ya. Dergiyi aldıysanız sakın es geçmeyin. Fotolar ayrı güzel ama röportajı okurken gözlerim doldu valla. Bi de Hadise'nin Kahraman şarkısını dinleyin. "I-ıhh Türkçe pop, bi de Hadise" demeyin. Denk gelene kadar ben diyordum, artık demiyorum, o kadar.

-Foto nerden hiç hatırlamıyorum. Yapmam böyle şeyler ama oldu bi kere :(

Sex, Photoshop and The City


Photoshop mucizesi!! nelere kadir.
.

Küçük hatalar bir yere kadar idare edilir de, Sarah Jessica Parker bildiğiniz şaşı olmuş. Biraz daha kassalar gözleri içiçe geçecekmiş. Bir de o afişte Kim Cattrall yok. Cidden yok. Başkası oynuyor bence Samantha'yı.
.
Kesin kafanız güzeldi sizin bu afişi editlerken.

Iyi Haftalar

Nil oyle guzel yazmıs ki... Bana söz söylemek düşmez